parlamak kelimesi ne demek TDK sözlük anlamı ve açıklaması nedir?
1. nesnesiz ► parıldamak:
"O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak / O benimdir, o benim milletimindir ancak" - Mehmet Akif Ersoy
2. nesnesiz Bir ışık kaynağından gelen ışınları yansıtmak; delepmek:
Ayna parlıyor.
3. nesnesiz Tutuşup alev çıkarmak:
"Pof diye gaz parladı ve zaten seyrek olan kirpiklerimi ütüledi." - Burhan Felek
4. nesnesiz, mecaz Mevkisi yükselmek:
"Nüfuzlu akrabasından yardım ve kendi mizaçgirliği sayesinde bir iki senede parlamış, büyük bir hariciye memuru olmuş." - Reşat Nuri Güntekin
5. nesnesiz, mecaz Ün, san kazanmak, herkesçe tanınmak, meşhur olmak:
"Kendini nasıl müdafaa edebilip yâr ve ağyar nazarında parlayacak?" - Nâzım Hikmet
6. nesnesiz, mecaz Birdenbire öfkelenmek.
7. nesnesiz, mecaz Ortaya çıkmak:
"Feride'nin yüzünde bir çocuk sevinci parladı." - Reşat Nuri Güntekin
Kelime Kökeni
Arapça mlw kökünden gelen imlāˀ إملاء "dikte etme, yazı yazdırma" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Aramice/Süryanice mlē מל "1. dolu, 2. herekeli yani sesli harfleri bildiren noktaları doldurulmuş yazı" sözcüğünün ifˁāl vezni (IV) masdarı olabilir; ancak bu kesin değildir. Bu sözcük Aramice/Süryanice #mly מלי "doldurma" kökünden türetilmiştir.
Tarihte En Eski Kaynak
- [ Mukaddimetü'l-Edeb (1300 yılından önce) ]