nazar

 

nazar
Gözü sembolize eden nazar boncukları

Nazar ya da kem göz, canlı veya cansız bir varlığın başına kaza veya belâ gelmesine neden olduğuna inanılan bakış. Nazardan özellikle çocukların, hamilelerin ya da hayvanların etkilendiğine inanılır.

Tarihi

Kem göz inancının kökeni çok eskilere dayanır. Antik Roma ve Helen medeniyetlerinde, Müslüman, Yahudi, Budist ve Hindu toplumlarında da görülen bu inanış özellikle yerli ve köylü toplumlarında yer etmiş, günümüze kadar hayatta kalmayı başarmıştır. Tarih boyunca yabancıların, vücut deformasyonu olan engellilerin, çocuksuz kadınların ve yaşlı kadınların nazarının daha çok değdiğine inanılmıştır.

Geçmişte bazı toplumlarda nazarın kasıtsız olarak değdiğine inanılırdı. Örneğin Slav folklorunda, çocuklarına nazarı değdiği için kendini kör eden bir babanın hikâyesi vardır. Daha yakın zamanlarda ise nazarın kıskançlık sonucu değdiği inanışı yaygınlaşmıştır. Bu nedenle, özellikle Orta Çağ Avrupa'sında, bir mal veya çocuk övüldüğünde "Tanrı izin verirse" veya "Tanrı kutsasın" sözlerini eklemek âdeti yerleşmiştir. Müslüman toplumlarda ise benzer anlamlara gelen maşallah sözü kullanılır.

Korunma

Kem gözlerden koruduğuna inanılan yöntemler toplumdan topluma farklılık gösterir. En yaygın yöntemlerden biri nazar boncuğu gibi takılar takmak ya da üzerinde, muska gibi dua yazılı kâğıtlar taşımaktır. Hindistan'ın bazı yörelerinde evlenen çiftler nazardan korunmak için karşı cinsin kıyafetlerini giyerler. Bazı Asyalı toplumlarda çocukların gözlerinin etrafına siyah boya sürülür. Bazı Afrikalı ve Asyalı toplumlarda kem gözlerden en çok yiyip içerken etkilenildiğine, zira ağız açıkken ruhun vücuttan daha kolay çıkacağına inanılır. Bu nedenle yemek yalnız başına veya yakın akrabaların yanında yenir.

Eski çağlarda, ölülerin ruhlarıyla, periler ve cinlerin birlikte yaşadıkları bir âlemin var olduğuna inanılırdı. Bu âleme bağlı olan insanların, özellikle de büyücülerin gözlerinde kötü ruhların yerleştiğine inanırlardı. Bu yüzden de onların bakışlarının çok güçlü ve zararlı olduğu düşünülürdü. Halk arasında nazara gelmiş biri için üzerlik (bitki) otu yakıp söylenen, "her yerde sen olasın, belâları savasın" sözünün temelinde de bu inanç vardır. Anadolu'da Nazar Ocağı veya Göz Ocağı adı verilen mekanlara gidildiği de bilinmektedir.

İslam dininde de bazı hadislerde nazardan ve İslam peygamberinin nazardan korunmak için okuduğu dualardan bahsedilmiştir. Nazar veya İn Yekad ayeti, Müslüman halkların yaşamlarında en çok kullandığı ve aynı şekilde kâmil bir şekilde yazarak nazardan korunmak amacıyla evlerin girişlerine astığı Kur'an-i ayetlerden biridir.

İslam'da ve Kur'an'da nazar diye bir şey olmadığını birçok akademisyen dile getirmiştir.

El verme

Dua okuyarak insanları nazarın (kötü gözün) olumsuz etkilerinden kurtarma gücüne sahip olduğuna inanılan kişiler (kadın veya erkek fark etmeksizin) yaşlandıklarında, özellikle ölümlerinin yaklaştığını hissettiklerinde bu güçlerini başka birisine devrederler. Buna "El verme" denilir. ("Elini verdi" gibi cümlelerle de söylenir.) Bazen bu yaşlı kişilerin muziplik yaparak birden fazla kişiye el verdiklerine ve bunlardan birine asıl eli kendisine verdiğini, diğerlerini kandırdığını söylediklerine rastlanır. Nazarı kovma/çıkarma işleminin başarılı olduğu dua okuyan kişinin esnemesi ile anlaşılır. Ne kadar çok ve uzun esniyorsa karşısında oturan insan o kadar çok nazara uğramış demektir. Kimi zaman esnemekten gözünden yaşlar gelir. Hatta bazen nazara uğrayan kişi de esner.

nazar kelimesi ne demek TDK sözlük anlamı ve açıklaması nedir?

Arapça naẓar

1. isim Belli kimselerde bulunduğuna inanılan, kıskançlık veya hayranlıkla bakıldığında insanlara, eve, mala mülke hatta cansız nesnelere kötülük verdiğine inanılan uğursuzluk; göz.

2. isim, eskimiş Bakış, bakma, göz atma:

      "İlk nazarda mağrur, azametli tesirini veriyor." - Sermet Muhtar Alus

Budunbilim Terimleri Sözlüğü - 1973

İngilizce: evil eye, Fransızca: mauvais oeil, Almanca: böser Blick

Belli kimselerde bulunduğuna inanılan; insanlara, özellikle çocuklara, evcil hayvanlara, eve, mala mülke, hatta cansız nesnelere de zarar veren; bakışla dışarı fırlayan çarpıcı ve öldürücü güç.

Kelime Kökeni

Arapça nẓr kökünden gelen naẓar نظر  "bakma, bakış" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Arapça naẓara نظر  "baktı" fiilinin masdarıdır.

Tarihte En Eski Kaynak

"bakış, iltifat" [ Aşık Paşa, Garib-name (1330) ]

Yorum Gönder

Lütfen yorumunuzu Türk dil kurallarına uygun ve konu ile alakalı şekilde yazınız. Yorumlar denetimden sonra yayınlanacaktır.

Daha yeni Daha eski