değiştirmek

1. -i Başka bir biçime sokmak, değişikliğe uğratmak:

"Rüzgâr gibi çarçabuk esiş istikametlerini değiştiriyorlar, ağaç kurdu gibi renkten renge giriyorlar." - Etem İzzet Benice

2. -i Bir şeyi veya bir kimseyi bulunduğu yerden başka bir yere götürmek:

"Aldığım tasdiknameleri göstere göstere mektep değiştirdiğim için artık son sınıflardayım." - Necip Fazıl Kısakürek

3. nesnesiz Bir şey verip yerine başka bir şey almak; takas etmek.

4. nesnesiz Birini bırakıp başkasını kullanmak; değişmek:

"O zamanlar şöyle öğleye doğru otele bir başvurup çamaşır değiştireceği varsa değiştiriyor." - Ercüment Ekrem Talu

5. -i Başka bir duruma, başka bir görünüme getirmek:

"Tuvalet onu ne değiştirmiş, gençliğinin cazibesini, vücudunu, gözlerinin rengini nasıl belli etmişti!" - Peyami Safa

6. -i Anlatıma yeni bir içerik vermek.

alter

change

modify

replace

switch