çıkarmak

 

çıkarmak

çıkarmak kelimesi ne demek TDK sözlük anlamı ve açıklaması nedir?

1. -den Birinin veya bir şeyin çıkmasını sağlamak, çıkmasına sebep olmak.

2. -i Sonunu getirmek:

      "Hacı Bey, ayazın tükürük dondurduğu bir gün, yakacak sıkıntısından konuşulurken, ‘Eee Ali Emmi, biz bu kışı zor çıkarırız' demişti de..." - Tarık Buğra

3. -i Anlamak, ne olduğunu bilmek, sezmek:

      "Nereden geliyordu, akşam olunca hangi yöne gidiyordu, bir türlü çıkaramadım." - Yaşar Kemal

4. -i Bulmak, ortaya koymak:

      "Sultanahmet Camisi'nde vaaz veren hocanın bile yanlışını çıkarmış..." - Aziz Nesin

5. -ianımsamak:

      "Adamı nereden tanıdığımı tam olarak çıkarmaya çalıştım." - Necati Cumalı

6. -i, -den Öfke, hırs, acı vb.nin zararını çektirmek:

      "Şimdilik bana karşı çok efendice davranıyor, beni rahat bırakıyor ama yarın ve daha sonra bu sabrının acısını benden çıkarmak istemeyecek mi?" - Muazzez Tahsin Berkand

7. -i, -den Sağlamak, elde etmek:

      "Allah adama kuvvet verirse rızkını taştan çıkarır." - Ahmet Kutsi Tecer

8. -i, nesnesiz Gibi göstermek, bir davranış yüklemek:

      "İçine kapanık, uysal, karşılaştığı sevindirici olayları başkalarının iyiliğiyle açıklayıp ters giden her işte kendini suçlu çıkaran bir insandı." - Necati Cumalı

9. -ikusmak:

      "Sonunda dayanamayıp o gece ne yediyse çıkardı." - İhsan Oktay Anar

10. -den İlgisini keserek uzaklaştırmak.

11. -i Giysi, ayakkabı vb.ni vücuttan ayırmak, soymak:

      "İhtiyar hatun, onun ayakkabılarını ve ceketini çıkarıp çekilip gitmişti." - Sait Faik Abasıyanık

12. -iyayımlamak:

      "Gençlerin tenkitlerini gördü, yeni çıkardıkları edebiyat tarihlerini karıştırdı." - Orhan Seyfi Orhon

13. -i Bir şeyi temizlemek:

      "Üstünde kahverengi bir sandık lekesi vardı. ‘Bu leke çıkar mı?’ diye sordum gömleği satan ihtiyar kadına." - Mina Urgan

14. nesnesiz Ortaya koymak:

      "İşin aslı, bu hikâyenin çok daha ötesinde iyi bir iş çıkardım." - Adem Dönmez

15. -e, nesnesiz İkram etmek:

      Konuklara çerez çıkardı.

16. -e, -igöstermek:

      "Sosyeteye bir ustabaşıyı kocam diye çıkaracaksın." - Memduh Şevket Esendal

17. -i, -le Bir müzik parçasını notalarıyla çalmak:

      "Yeni öğrendiği bir tangoyu piyanoda tek parmakla çıkarmaya çalışan İlhami..." - Haldun Taner

18. nesnesizboşaltmak:

      "Karşıki kıyıda yün denkleri çıkaran gemiye haykırdık, işaretler ettik." - Refik Halit Karay

19. nesnesiz Resim yapmak.

20. nesnesiz Fotoğraf çektirmek.

21. -i, mecaz Bir şeyi açık etmek:

      "Bu dedikoduyu ortaya mutlak bizim arkadaş çıkarmıştır." - Osman Cemal Kaygılı

22. -i, -den, matematik Bir sayıyı başka bir sayı kadar eksiltmek; tarh etmek.

Bilişim Terimleri Sözlüğü - 1981

İngilizce: extract, Fransızca: extraire, isoler

Bir öğeler kümesinden, verilen koşullara uyan öğeleri seçmek, örn. bir komut ya da bir örtü uygulayarak bir makine sözcüğünden belirlenmiş kimi sayamakları seçmek.

Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu - 1963

Türkçe: ıtrah etmek, Fransızca: éliminer

(biyoloji)

Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu - 1963

Türkçe: tarhetmek, Fransızca: soustraire

(matematik)

Bilgisayar Terimleri Karşılıklar Kılavuzu - 2007

displace

Bilgisayar Terimleri Karşılıklar Kılavuzu - 2007

subtract

Bilgisayar Terimleri Karşılıklar Kılavuzu - 2007

omit

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski