kemer

 

kemer

kemer kelimesi ne demek TDK sözlük anlamı ve açıklaması nedir?

Farsça kemer

1. isim Bele dolayarak toka ile tutturulan, kumaş, deri veya metalden yapılan bel bağı:

      "Nihat elinde tuttuğu kemeri denize fırlatıp attı." - Peyami Safa

2. isim Etek, pantolon vb. giysilerin bele gelen bölümü.

3. isim Emniyet kemeri.

4. sıfattümsekli:

      Kemer burun.

5. isim, anatomi Kemiklerden oluşan yay biçimindeki yapı:

      Kaş kemeri. Damak kemeri. Ayak kemeri.

6. isim, jeoloji Katmanlı kayaçlarda bir kıvrımın kabarık tepe yeri, tekne karşıtı.

7. isim, mimarlık İki sütun veya ayağı birbirine üstten yarım çember, basık eğri, yonca yaprağı vb. biçimlerde bağlayan ve üzerine gelen duvar ağırlıklarını, iki yanındaki ayaklara bindiren tonoz bağlantı:

      "Büyük bir camiydi bu. Minareleri, kubbeleri, kemerleri ve parmaklıklı pencereleri filan hepsi tamamdı." - Oğuz Atay

8. isim, eskimiş Özellikle yolculukta kullanılan, üzerinde altın, para yerleştirmeye yarar gözleri olan meşin kuşak.

Kemer

özel, (ke'mer)

1. isim Antalya iline bağlı ilçelerden biri.

2. isim Burdur iline bağlı ilçelerden biri.

Yerbilim Terimleri Sözlüğü - 1971

İngilizce: Anticline, Fransızca: anticlinale, Almanca: Antiklinal

Katmanlı kayaçlarda, katmanları tepeden ters yanlara yatımlı, semer biçiminde kıvrım.

Güzel Sanatlar Terimleri Sözlüğü - 1968

İngilizce: bow, Fransızca: arc, Almanca: Bogen, Diğer: Arp. qavs, Latin: arcus

(Mimarlık) İki sütun ya da ayağı birbirine üstten yarım çember, basık eğri, yonca yaprağı gibi biçimlerde bağlayan ve üzerine gelen duvar ağırlıklarını iki yanındaki ayaklara bindiren karnı dar tonoz bağlantı. a. bk. eşeksırtı kemer, yüksek kemer, körkemer, ikiz kemer, kemergözü.

Yöntembilim Terimleri Sözlüğü - 1981

Türkçe: ojiv, İngilizce: ogive

Yığışımlı sıklık dağılımının verdiği ve kendine özgü bir biçimi olan çizge. bk. yığışımlı dağılım.

Coğrafya Terimleri Sözlüğü - 1980

Türkçe: antiklinal, İngilizce: anticline, Fransızca: anticlinal, Almanca: Antiklinale

Bir kıvrımın kabarık, tepe yeri. bk. tekne, kıvrım.

Zanaat Terimleri Sözlüğü - 1976

(I) 1. Düzenli odun yığını. (Yakaköy, Akdağ *Gelendost -Isparta) 2. Ocağın üst tahtası. (Afşar *Gelendost -Isparta)

(II) Köprü gözlerinin kemer kısmı. (Azot -Kütahya)

(III) Misina. (Seyitömer -Kütahya)

Kelime Kökeni

Farsça ve Orta Farsça (Pehlevice veya Partça) kamar كمر  "1. bele sarılan şey, kuşak, 2. mimaride kemer veya kubbe, tonoz" sözcüğünden alıntıdır. Farsça sözcük Avesta (Zend) dilinde kamarā- "kuşak" sözcüğünden alıntıdır.

Tarihte En Eski Kaynak

"kuşak" [ Aşık Paşa, Garib-name (1330) ]

"yapı kemeri" [ Filippo Argenti, Regola del Parlare Turco (1533) ]

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski