Türk fındığı (Corylus colurna), huşgiller (Betulaceae) familyasında Corylus cinsinin bir türüdür. Ağaç fındığı, ayı fındığı, balkan fındığı, kaya fındığı adları, gökbulak fındığı, budağan fındığı gibi yaygın veya yöresel adlarıyla da tanınır. 16. yüzyılda Anadolu'dan Avusturya'ya mobilya üretimi amacıyla götürülmesinin ardından Türk fındığı adını almıştır. Ağacının bu özelliğinden dolayı değerli olması sebebiyle doğal habitatındaki dağılım bölgesinin küçük alanlarında korunma altına alınmış ve IUCN listesinde koruma altındaki türlere dahil edilmiştir.
{tocify} $title={İçindekiler}
Bilimsel sınıflandırması
- Âlem: Plantae (Bitkiler)
- Bölüm: Tracheophyta (Damarlı bitkiler)
- Sınıf: Magnoliopsida (İki çenekliler)
- Takım: Fagales
- Familya: Betulaceae
- Cins: Corylus (Fındık)
- Tür: C. colurna
- İkili adlandırma: Corylus colurna
Özellikleri
Corylus avellana'nın (bayağı fındık) aksine ortalama 25-30 metre boya ve 50–60 cm gövde çapına sahiptir. Bazı istisnai durumlarda yaşına ve konumuna göre 170 cm gövde çapına da ulaşabilmektedir. Olgunlaştığı süre boyunca piramit şeklinden yavaş yavaş geniş tepeli bir şekil alır. Dış kabuğu yaş aldıkça gri tondan koyu gri tona dönerken, gövdesinde boylamasına kalın çatlaklar oluşmaya başlar. Dalları uzun süre dayandığından dolayı fotosenteze katkıda bulunur. Yaprak uzunluğu genel olarak 6–15 cm arasında, genişliği ise 5–13 cm arasında değişmektedir. İki tarafı da hafif tüylü, genellikle yumurta ve geniş yumurta şeklinde olmasına karşın ender olarak ters yumurta şeklinde olanları da gözlemlenmiştir. Yaprakların üstünde 7 ile 10 çift yan damar vardır. Yaprakların kenarı sığ loplu, çift sıralı dişli veya dilimli dişlidir. Uç kısmı birdenbire sivrileşir ve küçük bir damla ucu ile sonlanır. Yaprakların üst yüzü koyu yeşil ve çıplak, alt yüzü ise soluk yeşil veya açık mavimsi-yeşildir ve çıplaktır. Yaprak sapları 2,5–4 cm uzunluğuna ulaşır ve yapışkan tüylüdür.
Türk fındığı istilacı tür kategorisinde olmadığından Almanya'daki istilacı türler listesinde bulunmamaktadır. Türk fındığı ve bayağı fındık ile hibrit türler her ne kadar oluşabilse de çok rastlanan bir durum değildir.
Meyvesi
Genellikle üç ile beş meyvesi bir arada bulunur, bir arada bulunan meyve sayısı sekize kadar çıkabilir. Meyve koçanının ucu ince şeritler şeklinde parçalı olur. Sivri uçlarının geriye doğru kıvrık olmasıyla diğer fındık türlerinden kolayca ayırt edilebilir. Ayrıca kabuğu diğer fındık türlerine kıyasla çok kalın, küresel ve serttir. Çıkan fındıklar 15–20 mm uzunluğunda ve 10-18 milimetre boyutundadır. Üstten hafif basık, geniş yumurta şeklindedir. Türk fındığına has bir yapı olarak fındık kabuğunun koçana bağlandığı dip taraftaki mat kısım fındığın yaklaşık yarı boyuna ulaşır.
Corylus colurna meyvesi, koçan uçlarının sivri ve kıvrık yapısı ayırt edici özelliğidir. |
Zararlıları / hastalıkları
Genel olarak fındık ağaçlarına zarar veren hastalıkların başında küllenme hastalığı gelirken, fındık kurdu, yeşil kokarca, dalkıran, kozalak akarı gibi birçok zararlının da hedefindedir. Bunların yanı sıra penicillum, mucor ve fusarium gibi küflenmeler de oluşabilmektedir.
Sınıflandırma
Etimoloji
Latince Corylus, şekli ve kabuğunun sertliğinden dolayı Yunanca korus (başlık, miğfer) kelimesinden gelir. Colurnanın ise dikenli/iğneli anlamına gelir ve dikenli iç kabuklarla kaplı çiçek salkımlarına atıfta bulunur.
Fındık kelimesinin ortaya çıkışı Karadeniz'in antik çağdaki adı olan "pont exinus"dan türeme "pontik"tir. Pontos kıyılarından getirilen fındığa Plinus'da "pontos cevizi" denildiği kaydedilmiştir. Karadeniz'den adıyla birlikte yayılan fındığın Arapçası "bunduk", Farsçası "fonduk", Yunancası "funduki"dir. Türklerin Orta Asya'da bulunduğu zamanlarda fındığa "kosık" veya "kosuk" denilirken, batıdaki Türklerin "çetlevük" demesi, sonraki zamanlarda ise Anadolu Türklerinin Araplardan etkilenerek "bunduk" kelimesini değiştirerek "fındık" olarak adlandırmasıyla geçişini tamamlamıştır.
Görele Tombul (Yağlı) Fındığı |
Taksonomi
- Familya: Betulaceae
- Alt familya: Coryloideae
- Cins: Corylus
- Tür: Corylus colurna
Varyeteler
- Corylus colurna var. chinensis
- Corylus colurna var. glandulifera
- Corylus colurna var. lacera
Sinonimler
- Corylus abchasica Kem.-Nath.
- Corylus arborescens Münchh.
- Corylus bizantina Desf.
- Corylus cervorum Petrov
- Corylus colurna var. glandulifera A.DC.
- Corylus eggrissiensis Kem.-Nath.
- Corylus kachetuca Kem.-Nath.
Dağılımı
Türk fındığı | |
---|---|
Besin değeri | |
Enerji 670 kJ (160 kcal) | |
- Nişasta | 16 g |
- Şeker | 3 g |
Yağ | 60.5 g |
- Doymuş yağ | 4.7 g |
- Tekli doymamış yağ | 50.3 g |
- Çoklu doymamış yağ | 5.4 g |
Su | 4.4 g |
Niyasin (Vit. B3) | 1.8 mg (%12) |
B6 vitamini | 0.3 mg (%23) |
C vitamini | 7.2 mg (%12) |
E vitamini | 33.9 mg (%226) |
Kalsiyum | 193.4 mg (%19) |
Demir | 4.9 mg (%39) |
Magnezyum | 176.5 mg (%48) |
Mangan | 3.2 mg (%160) |
Fosfor | 355.7 mg (%51) |
Potasyum | 761.0 mg (%16) |
Sodyum | 3.1 mg (%0) |
Çinko | 1.9 mg (%19) |
Oranlar yetişkinler için alınması önerilen oranlardır. |
Corylus colurna'nın Avrupa'ya tanıtımı, Türkiye Büyükelçilik ataşelerinden birinin tohum göndermesi üzerine Charles de l'Écluse'in tohumu 1582 yılında ekmesi ile başladı. Tür, 1665 yılında İngiliz bahçelerinde yayıldı. Cenevre'deki botanik bahçesi the Parc des Bastions'daki Türk fındığının 20. yüzyılın ortalarında ekildiği ve 100 yaşının üzerinde olduğu tahmin edilmektedir.
Avrupa'nın güneydoğusundan Himalaya Dağları'nın güneyine kadar geniş bir alanda doğal olarak bulunur. 100 ile 1.300 metre arasındaki yaprak döken, iğne yapraklı ormanlarda doğal olarak yetişken genel olarak 300 ile 800 metre yükseklikte gözlenir. Türkiye dışında, özellikle Balkanlarda Bulgaristan ve Sırbistan'da popülasyonları gözlenir. Kafkaslarda özellikle Gürcistan'da yetişen Türk fındığı 600-1700 metre yükseklikte yetişir. 1400-1600 metre yükseklikte 120-150 yıllık Türk fındığı ağaçlarının bulunduğu bir koruma alanı vardır. Bu ağaçtan üretilen kereste değerli olduğu için talep görür. 16. yüzyılın başından itibaren yoğun bir şekilde kesildiği için 2014 yılında IUCN Kırmızı Listesi'ne asgari endişe altındaki türler sınıfından girmiştir.
Türk fındığı nemli topraklarda daha çok görülür. Görece kurak alanlar ve humuslu topraklarda da yetişen ağaç yüksek miktarda alkali içeren topraklarda bile yetişebilir. Kuraklığa ve soğuğa karşı dayanıklılığı oldukça yüksektir. -30 °C'ye kadar düşük sıcaklıklarda yaşamını sürdürebilir. Kökleri kazık yapıda olduğu için fırtına, çığ, taşkın ve sel gibi doğal afetlere karşı dayanıklıdır. Nemli yerleri tercih ettiği için Türkiye'de genel olarak Karadeniz ikliminin hâkim olduğu yörelerde yetiştiği gözlenir.
Besin değerlendirmesi
Türk fındığı meyvesi; içeriğinde karbonhidrat, protein ve su barındırırken aynı zamanda % 64-70 oranında bulunan yağın %7,76'sı doymuş, % 92,3'ü doymamış yağ içerir. Ayrıca fındığın içeriğinde B1 Vitamini, B2 vitamini, B6 vitamini, E vitamini, niacin, demir, kalsiyum, çinko, potasyum, sodyum, magnezyum, bakır, manganez, iyot, selenyum gibi vitamin ve mineraller barındırmaktadır.
Kullanımı
Türk fındığının odunu değerli olduğu için 17. ve 19. yüzyıllar arasında yoğun bir şekilde kesilmiştir. Bu dönemde çok miktarda Türk fındığı kerestesi mobilya üretimi için Avusturya'ya gönderilmiştir. Türk fındığı, o dönemde porsuk ağacından sonra Viyana'da en çok talep gören ve en değerli ikinci ahşap türüydü. Ormancılık faaliyetlerinde kullanılan Türk fındığı koyu renginden dolayı mobilyacılık başta olmak üzere çeşitli alanlarda dekoratif olarak kullanılır. Kendine özgü kızıl bir rengi vardır. Metreküp fiyatı 300 ile 650 euro arasında değişir. Mobilya üretiminin yanı sıra köylüler tarafından odunundan sepet, baston, hediyelik eşya yapımında da kullanılır.
19. yüzyılın ortalarında fındığın kusurlu veya bozuk olanlarının yağı çıkarılır, kusursuz olanlar ise çiğ veya kavrulmuş çerez olarak veya yiyecek olarak kullanılırdı. Türk ihracat pazarında fındık yağının ve kokusunun eczacılıkta kullanılmasının yanı sıra çerez, çikolata ve pastacılık sanayindeki talepler sebebiyle önemli yeri olan fındık üretiminin %65'i iç ve dış pazarlarda satışa çıkmıştır. 1966 yılı verilerine göre üretimin %57'si ihraç edilirken, %12'lik (22 bin ton) kısmı ise iç pazarda tüketilmiş, %31'lik (60 bin ton) kısım ise stokta kalmıştır. Meyvelerinin kabuğunun kalın ve iç oranın düşük olması ticari fındık üretiminde tercih edilmemesine neden olur. Türkiye'de yetiştirilen diğer fındık türlerine göre hasat dönemin bir ay daha geç başlaması ise ıslah çalışmaları ile ticari olarak daha verimli bir hale getirilmesi için zemin teşkil eder. Özellikle kuraklığa karşı dayanaklı olması ticari açıdan tercih nedeni oluşturur.
Türk fındığı ağacının odun ve kabukları ile ilgili yapılan deri sanayiinde kullanım araştırmalarının sonucunda, elde edilen tanenin deriye yaptığı etki ile ayakkabıcılığın yanı sıra aksesuar ve çanta gibi görsellik gerektiren üretimlerde de kullanıma uygunluğu belirlenmiştir.
Meyvesinin kabuklarından; boya sanayisinde de yararlanılır ve üretildiği bölgelerde hem yakacak olarak hem de kömürleştirilerek briket, aktif ve sanayi kömürü yapımında kullanılır.
Fındık ağacının yaprağı ve meyve artıkları ise gübre ve hayvan yemi olarak değerlendirilmektedir.
Peyzaj alanında da kullanılan Türk fındığı egzoz gazlarına ve kuraklığa karşı dayanıklı olduğu için tercih edilir. Tek başına veya grup halinde yol kenarları veya parklarda kullanılabilir. Fazla budama gerektirmeyen bu ağaç türünün böcek ve mantar gibi herhangi bir bitki zararlısı bulunmaz. Bakım kolaylığı açısından da peyzaj çalışmalarında tercih edilir. Yapısı gereği gölgelik olarak veya perdeleme amacıyla özellikle şehir içinde yol kenarlarında kullanılabilir.
Türk fındığı 400 yaşına kadar yaşayabildiği için anı ağaç olarak da bulunmasına karşın Kastamonu'ya bağlı Ağlı ilçesinde 500 yıllık olduğu düşünülen 46 Türk fındığı ağacı tespit edilmiştir. Bolu'da tescilli anıt ağaçların bulunmasının yanı sıra bu tür yaşlı Türk fındığı ağaçlarına Karadeniz bölgesinde rastlamak mümkündür. Bir diğer anıt ağaç da Mudurnu'ya bağlı Keçikıran Köyü yolu altında Türkiye'nin en kalın çaplı gövdeye sahip olan tescilli anıt ağacı olarak koruma altına alınmıştır.
Piyasası
Ülkelere göre dünya fındık ihracatı 2017
Ülke | 2017 (%) |
Türkiye | 60,5 |
İtalya | 10,7 |
ABD | 9,6 |
Gürcistan | 5,7 |
Diğer | 13,5 |
Türkiye fındık ihracatı yıl dağılımı
Yıl | İhracat Miktar (Kg) | İthalat Miktar (Kg) |
2000 | 112,7 milyon | 544 bin |
2001 | 175,4 milyon | 498 bin |
2002 | 170,1 milyon | 1,9 milyon |
2003 | 140,8 milyon | 1 milyon |
2004 | 134,8 milyon | 845 bin |
2005 | 131,9 milyon | 1,2 milyon |
2006 | 159,1 milyon | 2,4 milyon |
2007 | 140,2 milyon | 2 milyon |
2008 | 136,3 milyon | 1,8 milyon |
2009 | 129,1 milyon | 1,5 milyon |
2010 | 151,2 milyon | 498 bin |
2011 | 146,8 milyon | 1,5 milyon |
2012 | 162,9 milyon | 807 bin |
2013 | 163,9 milyon | 1,9 milyon |
2014 | 147,6 milyon | 1,1 milyon |
2015 | 143,3 milyon | 1,6 milyon |
2016 | 134,1 milyon | 1,5 milyon |
2017 | 160,4 milyon | 2,2 milyon |
2018 | 70 milyon | 1,2 milyon |
Türkiye ihracatı 2020-2021
01.09.2020-31.08.2021 tarihli Türkiye fındık ihracatı
Ülke | Miktar (Kg) |
Almanya | 70,5 milyon |
İtalya | 54,1 milyon |
Fransa | 21,2 milyon |
Polonya | 12,4 milyon |
Hollanda | 12 milyon |
Avusturya | 10,6 milyon |
Çin | 9,8 milyon |
İsviçre | 9,6 milyon |
Belçika | 7,8 milyon |
İspanya | 7,7 milyon |
Kanada | 5,5 milyon |
İngiltere | 5,5 milyon |
Mısır | 5,4 milyon |
ABD | 4,9 milyon |
Brezilya | 4,6 milyon |
Resim galerisi
Yapraksız bir ağaç |
Bir parka yer alan genç Türk fındığı ağacı |
Türk fındığı yaprakları ve meyvesi |
Türk fındığı ağacı gövdesi |
Erkek salkımlar-püskül |
Dişi çiçekler |
Gövde |
Tomurcuk |
Olgunlaşmamış meyveler |