Yol; ulaşımda kullanılan, uzun bir şerit şeklindeki sert yüzey. Doğal nedenlerle oluşmuş veya insan eliyle hazırlanmış olabilir. İnsan, hayvan ve taşıt trafiğinin hızla, kolayca ve emniyetle ilerlemesine yardımcı olur. Yollar, engebeli arazilerde ayak izleri nedeniyle oluşmuş patikalardan çok şeritli otobanlara kadar, büyük çeşitlilik gösterir.
{tocify} $title={İçindekiler}
Etimoloji
Yol sözcüğü Eski Türkçe "yolak" (patika, yol) sözcüğünden gelir. Muhtemelen "yürü-" anlamındaki "yori-" sözcüğü ile de kökteştir.
Kelime Kökeni
Ana Türkçe yazılı örneği bulunmayan *yo- "yürümek" fiilinden türetilmiştir.
Tarihte En Eski Kaynak
yol "yol, sefer, yolculuk" [ Orhun Yazıtları (735) : altun yışıg yolsuzun aşdım [altun ormanı yol aramadan aştım] ]
yolak "1. kırlardaki küçük yol, patika, 2. yol yol çizgili olan şey" [ Divan-i Lugat-it Türk (1070) ]
yoldaş "yol arkadaşı" [ Tezkiret-ül Evliya (1341) : Zekeriyya'nıŋ üstadımış ve Tirmidi'nüŋ yoldaşımış ]
Ek Bilgi
Eski Türkçe yorı- (yürümek), *yok- (zorlukla yürümek) muhtemelen ortak köke sahiptir. Karş. Moğolca coçi (yolcu, misafir), col (rast, uğur), corı- (yürümek, yönelmek).
Tarihi
Tarihteki ilk yollar, hayvanlar tarafından kullanılan güzergâhlarda kendiliğinden oluşan patikalardı. Zamanla bu yollar insanlar tarafından kullanılmaya başlandı. Bu şekilde oluşmuş ve MÖ 6000 yıllarından kalma yollara, Jericho yakınlarındaki su kaynakları civarında rastlanır. Günümüz Irak'ında bulunan Ur şehrindeki taş döşeli sokaklar ve günümüz İngiltere'sinin Glastonbury kasabasındaki kalas döşeli yollar ise yaklaşık MÖ 4000 yıllarına aittir ve yol yapımının en eski örneklerindendir.
![]() |
Danimarka'da Ortaçağ'dan kalma bir yol. |
yol ne demek TDK sözlük anlamı ve açıklaması nedir?
1. isim Karada, havada, suda bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık, tarik.
2. isim Karada insanların ve hayvanların geçmesi için açılan veya kendi kendine oluşmuş, yürümeye uygun yer:
"Bahçeleri bahçelere toprak yollar bağlardı." - Çetin Altan
3. isim Genellikle yerleşim alanlarını birbirine bağlamak için düzeltilerek açılmış ulaşım şeridi:
"Yolda oynayan çocuklara ne olduğunu sordu." - Ömer Seyfettin
4. isim İçinden veya üstünden bir sıvının geçtiği, aktığı yer:
Su yolu. Sel yolu.
5. isim Yolculuk:
Yola çıkmak. Yoldan kalmak.
6. isim Gidiş çabukluğu, hız:
Bu vapurun yolu az.
7. isim Davranış, tutum, gidiş veya davranış biçimi:
"Celâl Bey'i sakal bırakma yolunda, kim, hangi örnek özendirdi diye çok düşünmüşümdür." - Haldun Taner
8. isim Uyulan ilke, sistem, usul, tarz, tarik:
Duyguların eğitimi de en iyi, sanat yoluyla olur.
9. isim Kumaşta bulunan çizgi.
10. isim Kez, defa, kere, sefer.
11. isim, argo Hile, tuzak.
12. isim, halk ağzında Düğünde, oğlanevinin kızevine verdiği para, mal veya armağan .
13. isim, mecaz Gaye, uğur, maksat:
Bu yolda çok emek harcandı.
14. isim, mecaz Bir amaca ulaşmak için başvurulması gereken çare, yöntem:
Bu işi yapmanın bir yolu vardır.
Matematik Terimleri Sözlüğü - 1983
İngilizce: path, Almanca: Weg, Bahn
X iligesel uzayı verildiğinde a, (…) noktalan için, f(0)=a ve f(1) =b olacak biçimde (…)sürekli gönderimi.
Mantık Terimleri Sözlüğü - 1976
İngilizce: path, branch
Çözümleyici çizelgede, bir arada doğru olduğu varsayılıp, başlangıç önermelerinden başlayarak alt alta gelen önermelerden oluşan dizi.
Kentbilim Terimleri Sözlüğü - 1980
Türkçe: tarik, İngilizce: way, road, Fransızca: chemin, voie, Almanca: Weg
İnsanların, bir yerden başka bir yere gitmek üzere üzerinden ya da içinden geçtikleri, yerleşim yerlerinin gelişme doğrultusunu yakından etkileyen ve düzentasarlarda önemli bir öge oluşturan yerler.
Matematik Terimleri Sözlüğü - 1983
İngilizce: path, Fransızca: ehemin, Almanca: Weg, Diğer: Az. yol
Başlangıç noktası p ve bitiş noktası q için, [0,1] kapalı aralığından X topolojik uzayına giden ve a(0) = p ve a(l) = q olacak biçimde sürekli bir a fonksiyonu.