Lazarus sendromu

Lazarus sendromu


Lazarus sendromu veya başarısız kalp masajından sonra dirilme, başarısız hayata döndürme girişimlerinden sonra dolaşım sisteminin yeniden çalışmaya başlamasıdır. 1982 yılından beri 38 kez tıp literatürüne kaydedilmiştir. Lazarus olgusu da denmektedir. Adını, Yeni Ahit'te geçen ve öldükten sonra İsa tarafından diriltilen Lazarus'tan alır.

Bu sendrom çok nadir görülür ve nedenleri tam olarak anlaşılamamıştır. Kalp masajı sonucunda gögüs içi basınç oluştuğu, hayata döndürme çalışmalarından sonra bu basıncın gevşemesinin kalbin genişlemesine izin verdiği ve kalbin elektriksel akımını tetiklediği, böylece kalp atışlarının yeniden başladığı düşünülmektedir. Diğer olası faktörler ise kandaki düşük potasyum seviyesi ya da yüksek dozda adrenalindir.


Olgular

  • 31 Aralık 1996'da Daphne Banks yüksek dozda ilaç alımı nedeniyle günün erken saatlerinde Birleşik Krallık'taki Hinchingbrooke Hastanesi'nde öldü. 34 saat sonra morgda canlandı.
  • Birleşik Krallık'ta 27 yaşında bir adam yüksek dozda eroin ve kokain aldığı için şoka girdi. Cankurtaranların müdahalesi ile ambulansa bindi ve taşıma sırasında öldü. Kurtarma çabalarından 25 dakika sonra öldüğü ilan edildi ve bir dakika sonra kurtarma çabalarına son verildi, hemşirelerden biri kalp monitöründe ritim olduğunu fark etti ve kurtarma çalışmaları tekrar başladı. Sonunda hasta tamamamen hayata geri döndü.
  • 23 yaşındaki Michael Wilkinson 1 Şubat 2009'da Preston'da şoka girmiş halde bulundu. Lancashire'daki Royal Preston Hastanesi'ne gönderildi. Tıbbi ekip kendisine ilaç verdikten ve kurtarmak için 15 dakika çalıştıktan sonra hastanın ölümünü ilan etti. Yarım saat sonra Wilkinson'ın nabzının attığı fark edildi. Hasta sonrasında iki gün daha yaşadı. Otopside tanı konulmamış kalp rahatsızlığı olduğu ortaya çıktı.
  • Almanya'da öldüğü sanılan 92 yaşındaki kadının aynı günün akşamı cenaze evindeki soğuk odadan çığlıkları duyuldu ve yaşadığı fark edildi. Bu olaydan iki gün sonra ise kalp yetmezliğinden öldü.



Etkileri

Lazarus sendromu hekimler arasında etik konuları gündeme getirdi. Bunlar, medikal ölümü kimin belirleyeceği, kurtarma çalışmalarının ne zaman bitmesi gerektiği ve otopsi ve organ bağışı gibi ölüm sonrası işlemler gibi konulardı. Bir doktor şöyle yazdı, "Hastanın döndürülüp döndürülemeyeceğini ya da kurtarılıp kurtarılmayacağını güvenle ayırt edebilmemiz, belki de bizde üstün bir kibre neden olmuştur."

Tıbbi literatür, kurtarma çalışmalarının sona ermesinden sonra ölümü ilan etmek için beş dakikadan on dakikaya kadar yaşam belirtilerini gözlemlemeyi önermektedir.


Ayrıca bakınız

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski