Doz, teşhis, hastalıklardan korunma veya tedavi amacı ile yalnız veya karışım halinde kullanılan ilacın bir defada veya bir günde tehlikesizce kullanılabildiği miktar. Tedavi etkisi gösterebilecek ilaç miktarına da tedavi dozu denir. İlaç bu dozdan daha düşük miktarda alınınca yeteri kadar etkili olmaz. Doz miktarı canlının hayat fonksiyonlarını değiştirecek veya tahrip edecek miktarda olunca zehir etkisi yapar. Bir ilacın zehir etkisi göstermeksizin bir defada veya bir günde alınabilecek en yüksek miktarına maksima doz denir.
doz kelimesi ne demek TDK sözlük anlamı ve açıklaması nedir?
Fransızca dose
1. isim Bir ilacın bir defada veya bir günde alınması gereken miktarı; dozaj:
"Ruhsal gerilimlerimiz varsa düşük dozda Diazem falan alın, hiç değilse..." - Çetin Altan
2. isim, kimya Bir maddenin bir birleşiğe, bir karışıma giren veya girmesi gereken belli miktarı; düze, dozaj.
3. isim, mecaz Genellikle bir davranış, bir konuşma vb.nde yeterli görülen ölçü; dozaj:
"Çok ölçülü konuşur ve onun etrafındaki lakırtıları muayyen bir dozu geçmezdi." - Reşat Nuri Güntekin
Su Ürünleri Terimleri Sözlüğü - 2007
İngilizce: dose
Bir defada verilen ilaç miktarı.
Veteriner Hekimliği Terimleri Sözlüğü -
İngilizce: dose
İstenilen etkiyi oluşturan ilaç miktarı.
Tıp Terimleri Kılavuzu - 2010
doz
düze
Hemşirelik Terimleri Sözlüğü - 2015
İngilizce: dose
Bir seferde verilen veya maruz kalınan madde veya radyasyon miktarı.
İlaç ve Eczacılık Terimleri Sözlüğü - 2014
İngilizce: dose
Bir seferde verilen veya maruz kalınan madde veya radyasyon miktarı. (düze)
Kelime Kökeni
Fransızca dose "verilen ilaç miktarı" sözcüğünden alıntıdır. Fransızca sözcük Eski Yunanca dōsis δώσις "veriş, verilen şey, hediye, bir ölçek ilaç" sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Eski Yunanca dídōmi, do- δίδωμι, δο- "vermek" fiilinden +sis sonekiyle türetilmiştir. Yunanca fiil Hintavrupa Anadilinde aynı anlama gelen yazılı örneği bulunmayan *dō- biçiminden evrilmiştir. Daha fazla bilgi için data maddesine bakınız.
Tarihte En Eski Kaynak
doz [ Hüseyin Rahmi Gürpınar (1930 yılından önce) ]
dozaj [ c (1931) : teşhis, tedavi, fizik ve dozaj bahisleri ]
[ c (1932) : Dozunu kaçırırsanız bir daha uyanamazsınız, ölürsünüz. ]