Tarih (İngilizce: history), geçmiş zamanın incelenmesi bilimidir. "Tarih", geçmiş zamanda olan olayların incelenmesinin yanı sıra, bu olaylarla ilgili bilgilerin keşfi, toplanması, organizasyonu, sunumu ve yorumlanması ile de ilgilenen bir şemsiye terimdir.
İnsan veya insan-dışı farkı gözetmeksizin, yer ve zaman aralığının kestirildiği bir geçmiş zaman dilimde, sebep-sonuç ilişkisi kurup, belge ve bulgular eşliğinde bilgiler toplayan bir akademik disiplin olan tarih, herhangi bir bilim kümesine dahil edilmez; çünkü tarih, her alanın geçmişini inceleyebilecek kadar geniş bir disiplindir. İnsanlık geçmişi söz konusu olduğunda, yazının icadından önceki zamanlara "tarih öncesi" denir.
Tarihî inceleme, geçmiş zamandaki olaylara ilişkin tüm bilgilerin, olayların vuku bulduğu dönemin şartları göz önüne alınarak, mümkün olduğunca nesnel bir şekilde sunulması ile oluşur. Tarih, yaşanan olayların bir daha yaşanabilmesi gibi bir olasılık olmadığından doğa bilimlerindeki gibi deney ve gözleme dayanamaz.
Tarih sözcüğünün Batı dillerindeki ortak karşılığı, Grekçe: ἱστορία, historiá (anlamı "soruşturma") teriminden türemiştir. İyonya lehçesinde bildirme, haber alma yoluyla bilgi edinme anlamlarında kullanılan kelime, Attika lehçesinde görerek, tanık olarak bilme anlamlarının yanı sıra çok daha geniş bir anlam içeriğiyle fizik, coğrafya, astronomi, bitki ve hayvan bilgisi ve hatta giderek doğa bilgisini kapsayacak şekilde kullanılmıştır. Edward Carr'ın tanımıyla tarih, "doğrulanmış olgular kümesi"nden başka bir şey değildir.
![]() |
Tarih disiplininin babası Herodot |
Geçmişlerini hatırlayamayanlar, onu tekrar yaşamaya mahkûmdur.
—George Santayana
Tarihi kaynaklar ve yöntemler
Tarihçiler araştırmalarında çok çeşitli kaynaklar kullanırlar. Bu kaynakların önem sırasına göre belirli bir hiyerarşi içinde sınıflanması ve yorumlanması tarihçinin temel çalışma yöntemidir.
Kaynakların Sınıflanması
Yazılı kaynaklar
Tarihçilerin temel kaynaklarını teşkil eder.
- Arşiv belgeleri: kamuya ya da özel kişilere ait arşivlerde bulunan belgelerdir. Arşivler resmi kayıtlar, yazışmalar gibi çok çeşitli belgeleri içerir.
- Yayınlanmış resmi belgeler: Döneme ait kanunlar, kararnameler, kararlar
- İncelenen döneme ait hatıralar, eserler, edebiyat çalışmaları
- Dönemin basın-yayın organları (gazeteler, dergiler)
Sözlü kaynaklar
Sözlü tarihin en büyük kaynağı insandır. En önemli özelliği ise yine tarihin nesnesi olan insan unsurunu kendisine temel bilgi kaynağı olarak almasıdır. Sözlü tarihin diğer kaynakları ise ; tarihî şiirler, hikâyeler, efsaneler, mitoslar, destanlar, menkıbeler, fıkralar ve atasözleri olmak üzere çeşitlendirilebilir.
Kalıntılar
Arkeolojik kazılarda elde edilen malzemelerdir. Taş, toprak, kemik ve çeşitli madenlerden yapılmış eşyalar, mağara resimleri, kabartmalar, mezarlar, heykeller bunlardandır. Arkeoloji özellikle tarihte yazının gelişmediği zamanlar hakkında oldukça fayda sağlamaktadır.
Çizili, Sesli ve Görüntülü Kaynaklar
Bu kaynaklara; haritalar, planlar, taş plaklar, fotoğraf vs. örnek gösterilebilir. Ancak montaj yapılabilmesi kaset, cd, dvd vs. belgelerin yüzde yüz güvenilir olma özelliğini yitirmesine neden olmaktadır.
Birinci el kaynaklar
Tarihi olayın geçtiği döneme ait her türlü bulgulardır. Birinci el kaynaklar tarihi olay veya dönemlere tanıklık etmiş kişiler tarafından yazılır. Tarih biliminde birinci el kaynaklardan oldukça faydalanılmaktadır. Ancak birinci el kaynakların tamamı güvenilir değildir. Yazıldıkları koşullara ve yazan kişiye göre yazılanlarda taraf tutulmuş veya yanlış bilgiler aktarılmış olabilir. Birinci el kaynak olma niteliği taşıyan, ancak buna rağmen bazı yanlış bilgilerin yer aldığı kaynaklara örnek olarak Ahval-i Sultan Mehemmed verilebilir. Şair Ahmed-i tarafından Çelebi Mehmed'in ağzıyla yazılmış bir kaynaktır. Genel olarak Fetret Devrinde Çelebi Mehmet'in başından geçenleri onun sohbetinden anlatmaktadır. Bundan dolayı Ahval-i Sultan Mehemmed kaynağında Çelebi Mehmed'in Fetret Devrindeki başarıları abartılmış ve tüm zaferler ona atfedilmiştir.
İkinci el kaynaklar
Olayın geçtiği döneme yakın ya da o dönemin kaynaklarından yararlanılarak meydana getirilen eserlerdir ve bu eserler daha uzun kalabilirler. Yazılı ve sözlü kaynakların yeterli olmadığı durumlarda (ya da bu kaynakları tamamlamak amacıyla) fotoğraflar ve günlük eşyalar (örneğin Eski Yunan toplumu için vazo motifleri) birinci elden kaynak olarak tarih çalışmalarına temel oluşturabilir.
Kaynakların kullanımı
Tarih bilimi nesnel verilere, olgulara dayanan bir bilimdir, ancak nesnelliği bütünüyle yansıtması mümkün değildir. Tarihî çalışmaların birinci elden kaynaklara, arşiv belgelerine dayalı olması bu çalışmaların inceledikleri konu üzerine mutlak bilgi verdiği, son sözü söylediği anlamına gelmez. Bu durumun nedenleri kaynaklara bağlı (nesnel) ve tarihçiye bağlı nedenler olarak ikiye ayrılabilir:
- Arşiv belgeleri her zaman güvenilir bir kaynak teşkil etmez; örneğin resmi kayıtların henüz kaleme alındıkları sırada gerçekten uzak bilgiler yansıtmaları olasıdır. Tarihçi bu olasılıkları da göz önünde bulundurarak kaynaklara karşı eleştirel bir yöntem izler.
- Kullanılacak olan belgelerin seçimi, sunuş şekli, tarih çalışmasının amacı, tarihçinin kişisel siyasi-ideolojik tercihleri, tarihçinin eser verdiği dönemin siyasi-ideolojik koşulları gibi çeşitli nedenler, tarih yorumlarına etki eder. Dolayısıyla aynı arşiv belgelerinden yola çıkılarak farklı tarih yorumlarına ulaşılması olasıdır.
Tarih Yazıcılığı Çeşitleri
Tarih yazma çeşitleri, dil özellikleri ve anlam bakımından birbirinden farklılık gösterir ve üç çeşit tarih yazıcılığı vardır. Bunlar:
Hikayeci Tarih Yazıcılığı
Bu tarz ilk olarak Antik Yunan'da ortaya çıkmıştır. Başlangıçta ağızdan ağza dolaşan hatıralar şairler tarafından nazım tarzında söylenmekte ve bunlara "epos" adı verilmekteyken, Logograflar tarafından hikâyeleştirilerek nesre çevrilmişler ve arşivlerdeki malzemenin de ilavesiyle içlerine birtakım gerçekler de karışmıştır. Fakat yine de, Strabon'un ifadesiyle bunlar "epos" olmaktan kurtulamamışlardır. Logografların eserleri ne edebi, ne de tarihi eserlerdir. Sadece ilmi araştırma yolunu açan "basit kronikler"dir. "Tarihin Babası" adıyla bilinen Herodotos her ne kadar Logografların yolundan gitmişse de, insanı merkez haline getirmiş olması ve kavrayış üstünlüğüyle onlardan ayrılır. Herodotos da hikâyeci tarih tarzını kullanmıştır. Fakat olayları peş peşe sıralamakla kalmamış, onları bir düzen içinde nakletmiş ve bir kompozisyon örneği vermiştir. Eserinde az da olsa siyasi görüşler vardır. Tenkit düşüncesine sahip olmamakla birlikte, gördükleri ile duydukları arasında bir ayrım yapmıştır.
![]() |
Thukididis büstü |
Öğretici Tarih Yazıcılığı
Geçmiş olaylardan ders almak, gelecekteki yolu doğru çizebilmek, okuyucuya ahlaki ve millî duygular aşılayabilmek maksadıyla yazılan bu tarz eserler, öğretici bir mahiyet arz ettiklerinden "öğretici" veya "pragmatik" denilen tarihçilik akımı içinde yer alırlar. Bu tarzın önderliğini yapan kişi Thukydides (Tukididis)'tir. Gerçek anlamda tarihçilik, onun "Pelopennesoslular ile Atinalıların Savaşı" adlı eseriyle başlamıştır. Bu eser sadece edebi bakımdan değil, metot ve zihniyet bakımından da daha önceki eserlerden çok farklıdır. Bu fark, eserin gerek konu, gerekse muhtevasında kendini göstermektedir. Eser zaman ve mekân bakımından sınırlandırıldıktan başka, sadece müellifin yaşadığı devrin olaylarına tahsis edilmiş; devlet, tarihi realitenin merkezi olarak görülerek, esas yerine getirilmiştir. Devlet düşüncesinin esasını siyaset teşkil etmesi dolayısıyla da Thukydides (Tukudides ) bir siyasi tarih yazıcısı olmuştur. Thukydides (Tukudides ) yetişme tarzı sebebiyle de, araştırmaya yeni bir anlam getirmiştir. Bu da "siyasi öğretim de faydalı olmak"tır. Böylece ilk defa olarak tarih biliminin sosyal bilimler içindeki yeri de tayin edilmiştir. Burada amaç, faydalı olmak, tarih yoluyla tecrübeyi arttırıp bilgiyi çoğaltarak geliştirmek ve insanı başarılı kılmaktır. Bunun şartları ise:
- Gerçeğe tamamen sadık kalmak,
- Olay ve durumları anlatırken, aralarındaki ilişkiyi ortaya koymaktır.
Geçmişi öğrenerek, bu bilgilere dayanarak şu anki durum ve gelecek hakkında hüküm vermek anca bu şekilde mümkündür. Tarih yazıcılığında bu tür, Thukydides (Tukudides ) ’ten sonra diğer eski Yunan ve Roma tarihçilerince de benimsenmiş; Polybios, Plutarkhos, Tacitius, Machiavelli gibi yazarlar onun izinden gitmişlerdir. Pragmatik tarih yazıcılığının en belirgin özelliği, tarihte ün yapmış şahsiyetlere geniş yer verilmesi, bu kişilerin idealleştirilmesi, hatta adeta insanüstü varlıklar haline getirilmesidir. İslam tarihçiliğindeki "siyer" kitapları bu tarza örnek olarak gösterilebilir. Thukididis'in açtığı çığır, tarihi gerçekleri ortaya koymak hedefini güttüğü halde, örnek olmak prensibiyle de hareket ettiğinden, bunu benimseyen müelliflerin eserlerinde hep zaferler ve parlak olayların işlenmesine özen gösterilmiş, başarısızlıklar ve hayal kırıklıkları karşısında sessizlik tercih edilmiştir. Bu da öğretici tarzın en büyük zaafını teşkil etmiştir.
Araştırmacı Tarih Yazıcılığı
Olayların sebeplerini ve sonuçları derinlemesine inceleyerek, yer ve zaman bakımından dönemin toplumsal, ekonomik yapılarını, iklim ve diğer bütün şartları detaylı şekilde düşünerek, olayları sadece tek bir sebebe bağlamadan sade şekilde anlatılması tarzıdır.19. yüzyılda ortaya çıkmıştır.
Diğer Bakışlar
Tarih konusu üzerinde, Alman filozof Karl Marx tarafından geliştirilen materyalizm görüşü de önemli yer tutmaktadır. Materyalizmin tarih konusundaki bu görüşüne tarihsel materyalizm denir.
Tarihin yararlandığı bilimler
- Arkeoloji: Özellikle yazının olmadığı dönemlerdeki koşullar hakkında bilgi sağlamasıyla tarihçilerin yararlandığı bilimdir.
- Antropoloji: İnsanları, insan davranışlarını ve toplumları inceleyen bilimdir.
- İktisat: Ekonomik olayların kanunlarını ortaya koyan iktisat bilimi geçmişteki olayların iktisadi sebeplerinin anlaşılması konusunda tarihçilere ışık tutar.
- Filoloji: Dil bilimidir. Eski kaynakların çevrilmesi ve incelenmesi konularında tarih bilimine yardımcı olur.
- Nümizmatik: Eski paraları inceler.
- Heraldik: Armaları, mühürleri, unvanları, bayrakları inceler.
- Felsefe: Tarihteki olaylarda dönemin felsefesini bilmek ve düşünce yapısını öğrenmek tarihçinin olayları daha derin anlayabilmesini sağlar.
- Epigrafi: Taş ve mermer kitabelerin üstündeki yazıları inceler.
- Kronoloji: Tarihi olayların zaman içerisindeki yerini belirleyen, sıralayan ve düzenleyen bilimdir.
- Sosyoloji: Toplumu incelemesiyle tarihi olaylardaki toplumların özelliklerinin bilinmesi konusunda tarih bilimine yardımcı olur.
- Etnografya: Toplumun örf, adet ve geleneklerini inceler.
- Paleografya: Eski yazıları inceleyen bilim dalıdır.Yazılı kaynakların anlamlaştırılması bağlamında tarihçilerin faydalandığı bir bilimdir.
- Coğrafya: Tarihçi olayları daha iyi anlamak için geçtiği yeri bilmek zorundadır. O yerin dağlarını, nehirlerini, toprak özelliklerini gibi bilgileri ona coğrafya bilimi verir.
- Diplomasi: Resmi belgeleri inceleyip, sınıflandırarak tarihçiye yardımcı olur.
- Toponomi: Yer adları bilimi
- Onomastik: İsim bilimidir.
- Psikoloji: İnsanların ruhi durumunu ve karakterini inceleyen bilimdir.
- Siyaset: Tarihsel olarak bir toplumun incelenmesi ve toplumun tarihsel açıdan gelişimini sağlamak için siyaset biliminden yararlanılır.
- Fizik: Radyokarbon tarihleme yöntemi gibi tarrihleme yöntemleri ile bulguların hangi döneme ait olduğunu inceler.
Ayrıca bakınız
- Sözlü tarih
- Korsanlık tarihi
TDK sözlük anlamı ve açıklaması nedir?
(ta:rih), Arapça tārīḫ
1. isim Bir olayın gününü, ayını ve yılını bildiren söz.
2. isim Toplumları, milletleri, kuruluşları etkileyen hareketlerden doğan, olayları zaman ve yer göstererek anlatan, bu olaylar arasındaki ilişkileri, daha önceki ve sonraki olaylarla bağlantılarını, karşılıklı etkilenmeleri, her milletin kurduğu medeniyeti inceleyen bilim.
3. isim Bir konuyu geçmişi ve gelişimi içinde inceleyen anlatı:
"Sen bana bir ata yadigârısın, geçmişin tarihini saklayan kutsal bir tomarsın!" - Refik Halit Karay
4. isim Tarih kitabı:
Cevdet Paşa'nın Osmanlı Tarihi.
5. isim Tarih dersi:
"Ertesi gün tarih imtihanı vardı." - Yusuf Ziya Ortaç
Gökbilim Terimleri Sözlüğü - 1969
İngilizce: date, Fransızca: date, Almanca: Datum
Bir olayın, bir gözlemin zamanını, gün, ay, yıl olarak belirten ifade.
Eğitim Terimleri Sözlüğü - 1974
İngilizce: history, Fransızca: histoire
1. Ulusların geçmişte oluşturdukları kültür ürünlerini, yaptıkları savaşları, kurdukları siyasal ve ekonomik ilişkileri yöntemli bir biçimde inceleyen, geçmişe değgin olayları yer ve zaman göstererek gerçeğe uygun biçimde açıklayan bilim dalı. 2. Öğrencilere tarih bilincini kazandırmak, gerek kendi uluslarının gerek öteki ulusların tarih boyunca gösterdikleri ilerlemeler üzerinde bilgi edinmelerini sağlamak amacıyla ilk ve orta dereceli okullarda okutulan ders.
Yazın Terimleri Sözlüğü - 1974
Fransızca: histoire
1. Divan ozanlarının önem verdikleri geleneklerden biri de tarih düşürmektir. Doğum, ölüm, büyük yapı, önemli olaylar tarih düşürmek için bir fırsattı. Şöyle düşürülürdü: Arap abecesi Ebced denilen özel bir sıralanışa göre dizilmiş, her birine birden ona, on1dan yüze, yüzden bine kadar bir sayı değeri verilmiştir. Sözcük ya da dize, harflerle öyle örülür ki, sayı toplamaları istenen tarihi gösterir. Örnekler: Timur, 803 hicret yılında Sivas'ı zaptediyor, yıkıp yakıyor. Bu olaya "harap (...)" tarihi düşürülmüştür. Türleri: a- tarih-i sade / Senin sinnin Süruri geldi kırka=1205 b- tarih-i mucem: Yalnız noktalı harfler hesap olunarak çıkan tarih. Buna"tarih-i mücevher" de denirdi. c- Yalnız noktasız harfleri hesap olunana da tarih-i mühmel ya da "sade" denirdi. / Tarih dizesindeki birkaç sayı eksiği varsa tamlanması ya da artığın çıkarılması gereği öncül dizede imlenir. 2. XIX. yüzyıla değin tarih bir yazın türü idi. Anlatımda güzelliği amaç edinilir, araya koşuklar, fıkralar sıkıştırılarak konu tatlandırıldı. Pozitivizm akımından sonra bilimsel olmağa yöneldi. / Daha önceleri tarihsel konuları: 1. Şehnameciler. 2. Vakanüvisler 3. Özel tarihçiler işlerlerdi.
Tarih Terimleri Sözlüğü - 1974
İngilizce: History, date, Fransızca: histoire, date, Almanca: Geschichte, Datum
İnsanların, üyesi bulundukları toplumu etkileyen eylemlerinden doğan, olayları zaman ve yer göstererek anlatan; bu olaylar arasındaki nedense! ilişkileri, daha önceki ve sonraki olaylarla bağlantılarını, karşılıklı etkilenmeleri araştırıp gösteren bilim. 2. Bir olayın gününü, ayını ve yılını bildiren söz: 29 Ekim 1923, Türkiye Cumhuriyetinin kurulduğu tarihtir. 3-Tarih kitabı: Cevdet Paşa'nın Osmanlı Tarihi; Naima Tarihi.
Felsefe Terimleri Sözlüğü - 1975
İngilizce: history, Fransızca: histoire, Almanca: Geschichte, Diğer: Yun. historia < historein
(Yun. historia < historein = bilmeye çalışmak, bilmek, anlatmak) 1. Olup biten şeyler olarak tarih: 1. (En geniş anlamında) Zaman içindeki değişmelerin tümü. (Bu anlamda yeryüzü tarihinden de sözedilir.) 2. İnsanın dünyasında olup bitenler, insanlığa ilişkin olay süreçleri. 3. Sonluluğu ve zamanlılığı; planlayarak, yaratarak, eyleyerek ve inanarak geleceğe yönelmişliği, aynı zamanda geçmişe olan bağıntısı içindeki insan varoluşunun kendine özgü bir boyutu. 4. (Dar anlamda): Geçmiş olan. a. Yitirilmiş olan, artık bulunmayan, b. Yinelenmeyen, bir kezlik olan. c. Olmakta olan, zamanın gidişi içinde ortaya çıkan durumlar, d. Geçmişte olmuş olan, ama aynı zamanda şimdi de bulunan. II. Bilgi ve bilim olarak tarih: Geçmişin incelenmesi. 1. Aktarılan gelenekler yoluyla yapılan araştırma. 2-Olayların anlatılması ya da belgelenmesi ile yapılan araştırma. 3. Tarih bilimi olarak: a. Eleştirerek (eleştirel yöntemle) araştıran; b. Betimleyen ve yorumlayan incelemeler.
Edebiyat ve Söz Sanatı Terimleri Sözlüğü - 1948
Fransızca: Histoire
Nesrin hikâyeleme türlerinden biri olup her türlü kaynaklardan faydalanarak, zaman içinde geçen olayları sebep ve sonuç bakımından birbirine bağlar (TARİHSEL, Tarihî, Historique; TARİHÇİ, Müverrih, Historien; RESMİ TARİHÇİ, Vakanüvis, Historiographe).
Kelime Kökeni
Arapça wrχ/Arχ kökünden gelen taˀrīχ تأريخ "1. günün tarihini yani hilalin kaçıncı günü olduğunu belirleme, 2. olayları tarih sırasına göre yazıya dökme, kronik" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük GAr warχ "ay (gök cismi ve zaman birimi)" sözcüğü ile eş kökenlidir. (NOT: Bu sözcük Aramice/Süryanice yrχ kökünden gelen aynı anlama gelen yarχā ירחא sözcüğü ile eş kökenlidir. Aramice/Süryanice sözcük İbranice aynı anlama gelen yāreχa ירח sözcüğü ile eş kökenlidir. İbranice sözcük Akatça aynı anlama gelen warχu veya arχu sözcüğü ile eş kökenlidir. )
Tarihte En Eski Kaynak
taˀrīχ [ Saraylı Seyf, Gülistan Tercümesi (1391) ]
tarihsel [ c (1935) : bunu bilmek, tarihsel (tarihî) benliğimizi yitirmemek (kaybetmemek) için ne büyük ve ne derin bir güre (güç, kuvvet) ]
Bu kaynak kayıtlara geçmiş ve tarih kelimesinin kullanıldığı yazılı ilk kaynaktır. Kullanımı daha öncesinde sözlü olarak veya günlük hayatta yaygın olabilir.