Bilgisayar (İngilizce: computer), kendisine programlama yoluyla komuta edilmiş bir dizi aritmetik ya da mantık işlemini otomatik olarak yapabilen bir makinedir. Bilgisayar sözcüğünün Aydın Köksal tarafından türetildiği ve 1969 yılından beri Türkçede kullanıldığı belirtilmektedir. Bilgisayarın eş anlamlısı ise kompüter sözcüğüdür. Günümüz bilgisayarları, program adı verilen genelleştirilmiş işlem kümelerini izleme yeteneğine sahiptir. Bu programlar, bilgisayarların çok çeşitli görevleri yerine getirmesini sağlar. "Tam" işletim için gerekli olan ve kullanılan donanım, işletim sistemi (ana yazılım) ve çevresel ekipmanı içeren eksiksiz bir bilgisayar, bir bilgisayar sistemi olarak adlandırılabilir. Bu terim, birbirine bağlı ve birlikte çalışan bir grup bilgisayar, özellikle bir bilgisayar ağı veya bilgisayar kümesi için de kullanılabilir.
İlk elektrikli bilgisayar ENIAC'tır.
Bilgisayarlar, tarih boyunca, çok farklı biçimlerde karşımıza çıkmışlardır. 20. yüzyılın ortalarındaki ilk bilgisayarlar büyük bir oda büyüklüğünde olup, günümüz bilgisayarlarından yüzlerce kat daha fazla güç tüketiyorlardı. 21. yüzyılın başına varıldığında ise bilgisayarlar bir kol saatine sığacak ve küçük bir pil ile çalışacak duruma geldiler. Bu kadar küçük imal edilebilmelerinin temel nedeni 1969 yılında yarı iletkenler ile çok küçük alanlara sığdırılabilen devreler yapılabilmesidir. Intel'in ilk işlemci unvanına sahip olan 4004'ten sonra bilgisayar teknolojisi hız kazanmıştır. Toplumumuz kişisel bilgisayarı ve onun taşınabilir eşdeğeri, dizüstü bilgisayarını, bilgi çağının simgeleri olarak tanıdılar ve bilgisayar kavramıyla özdeşleştirdiler. Günümüzde çok yaygın kullanılmaktadırlar. Bilgisayarın temel çalışma prensibi ikili sayı sistemi yani sadece 0 ve 1'den oluşan kodlamalardır.
İstenilen yazılımı kayıt edip istenilen zamanda çalıştırabilmeleri bilgisayarları çok yönlü kılıp hesap makinelerinden ayıran ana özellikleridir. Church-Turing tezi bu çok yönlülüğün matematiksel ifadesidir ve herhangi bir bilgisayarın bir diğer bilgisayarın görevlerini yerine getirebileceğinin altını çizer. Dolayısıyla, karmaşıklıkları ne düzeyde olursa olsun, cep bilgisayarından süper bilgisayarlara kadar, bellek ve zaman sınırı olmadığı takdirde hepsi aynı görevleri yerine getirebilir.
![]() |
Jacquard'ın doku tezgâhı ilk kurulabilir aygıtlardandır. |
![]() |
Deneysel Model Analitik Makine |
![]() |
Zuse Z3, 1941 |
![]() |
ENIAC, 1946 |
![]() |
DEC PDP-7, 1965 |
![]() |
Apple II, 1977 |
![]() |
IBM-PC, 1981 |
![]() |
Notebook (Laptop) MacBook, 2006 |
![]() |
IBM Blue Gene, 2007 |
![]() |
Summit, 2018 |
Tarihçe
Geçmişte 'bilgisayar' olarak bilinen birçok aygıt günümüz ölçütlerine göre bu tanımı hak etmemektedirler. Başlangıçta bilgisayar sözcüğü hesaplama sürecini kolaylaştıran nesnelere verilen bir ad konumundaydı. Bu ilk dönemin bilgisayar örnekleri arasında sayı boncuğu (abaküs) ve Antikitera Makinesi (M.Ö 150- M.Ö100) sayılabilir. Yüzyıllar sonra, Orta Çağ sonundaki yeni bilimsel keşifler ışığında, Avrupalı mühendisler tarafından geliştirilen bir dizi makinesel hesaplama aygıtlarının ilki ise, Wilhelm Schickard'a (1623) aittir.
Ancak, yazılımlanabilir (veya kurulabilir) olmamaları nedeniyle bu aygıtların hiçbiri günümüz bilgisayar tanımına uymamaktadır. 1801 yılında Joseph Marie Jacquard'ın dokuma tezgâhındaki işlemi otomatikleştirmek adına ürettiği delikli kartlar ise bilgisayarların gelişme sürecindeki, kısıtlı da olsa, ilk yazılımlanabilme (kurulabilme) izlerinden sayılır. Kullanıcının sağladığı bu kartlar sayesinde, dokuma tezgâhı kart üzerindeki delikler ile tarif edilen çizime işleyişini uyarlayabiliyordu.
![]() |
Вir delikli kart |
1837 yılında Charles Babbage, adını Analytical Engine (çözümlemeli veya analitik makine) koyduğu, ilk tam yazılımlanabilir makinesel bilgisayarı kavramsallaştırıp tasarladı. Ancak parasal nedenler ve üzerindeki çalışmalarının sonlanamaması nedeniyle bu makineyi geliştiremedi.
Delikli kartların ilk büyük ölçekli kullanımı ise Herman Hollerith tarafından, 1890 yılında muhasebe işlemlerinde kullanılmak üzere tasarlanan hesap makinesidir. Hollerith'in o dönemde bağlı olduğu işletme ise sonraki yıllarda küresel bilgisayar devine dönüşecek IBM'dir. 19. yüzyılın sonlarına varıldığında, gelecek yıllarda bilişim donanım ve kuramlarının gelişimine büyük katkıda bulunacak uygulayımlar (teknolojiler) ortaya çıkmaya başlamıştılar: delikli kartlar, Boole cebiri, boşluk tüpleri ve teletip aygıtları.
20. yüzyılın ilk yarısında ise, birçok bilimsel gereksinim, gittikçe karmaşıklaşan örneksel (analog) bilgisayarlar ile giderildiler. Ancak günümüz bilgisayarlarının yanılmazlık düzeyinden hâlâ uzaktılar.
Eski tip klasikler ve Mikro-bilgisayarlar
Mikroelektronik, farklı sistemlerin işleyiş yapısına öykünebilecek sistemlerin hızla ve hesaplı bir biçimde gerçekleştirilmesine olanak vermektedir. Söz konusu sistemlerin yapılarının farklı olmasına karşılık, mikro-programlama, diğer sistemlerdeki fonksiyonların her birinin benzetim yolu ile tıpkı aynı yapılmasını gerçekleştirir. (Bu işleme öykünüm denir.) İlk aşamada ise, ortam arabirimleri gerçekleştirilmiş, böylece uyarlanabilir çevre birimleri ortaya çıkmıştır. İkinci aşamada ise, "uyarlanabilir öykünüm merkez birimleri" yapılmıştır.
Mini-bilgisayarlar (mikro-bilgisayarlardan farklı olarak) 1970'li yılların ilk zamanlarında piyasaya sürülmüştür. Ayrıca mini-bilgisayarların programları, klasik bilgisayarlar ile uyumlu olarak yazıldığı için, karmaşıktır da denebilir. Mikro-bilgisayarlar ise 1970'ler döneminin sonlarında çıkışlarını göstermişlerdir.
Örneğin, Basic dili ile çalışmakta olan mikro-bilgisayarlar, birtakım oyunlar ile oynamayı mümkün kıldığı gibi, bilişim alanına başlangıç adımlarını atmaya yardımcı da olabilirler. Bu tipler, denetimi bulunmayan dinamik merkez hafıza'yı kullanmakta olduğundan, yönetim ile ilgili giriş-çıkışlara uygun olmamaktadırlar.
Her meslek dalına göre olan mikro-bilgisayarlar, genişçe bir BASIC dili (daha çok da yönetim alanında) ile çalışmaktadır. İş dışı bir mikro-bilgisayar, 25-100 arası konut ve işleme sayısına ihtiyaç duyarken, iş amaçlı sistemlerde ise 200'ü bulabilir.
Bilgisayarın uygulama çevreleri
Bilgisayarların uygulama çevreleri oldukça geniştir ve ilerleyişi bilişime sıkıca bağlıdır. Ayrıca, örneğin bilimsel ve teknik problemlerin çözümü, stok işlemleri, muhasebe vs. Telekomünikasyon araçları ile bilişim sistemleri arasında bağ kuran tekniklerin varlığı ile, bilgisayarların uygulama alanları çok genişlemiştir ve uyduların kullanımı ile birbirinden uzaktaki bilgisayarlar arasında yoğunluklu bilgi transferini çok kolaylaştırmıştır.
Diğer dönemin önemli çalışmaları
1930'lar ve 1940'lar boyunca bilgisayar uygulayımı gelişmeye devam etti, ve sayısal elektronik bilgisayarın ortaya çıkışı ancak elektronik devrelerinin buluşundan (1937) sonra gerçekleşebildi. Bu dönemin önemli çalışmaları arasında aşağıdakiler sayılabilir:
- Konrad Zuse'nin "Z makineleri". Z3 (1941) ikili sayı tabanına dayalı işleyip, gerçel sayılar ile işlem yapabilen ilk makinedir. 1998 yılında Z3'ün Turing uyumlu olduğu kanıtlanmış ve böylece ilk bilgisayar unvanını edinmiştir.
- Atanasoff-Berry Bilgisayarı (1941) boşluk tüplerine dayalı olup, ikili sayı tabanının yanı sıra, sığaç tabanlı bellek donanımına sâhipti.
- İngiliz yapımı Colossus bilgisayarı (1944), kısıtlı yazılımlanabilirliğine (kurulabilirliğine) karşın, binlerce tüp kullanımının yeterince güvenilir bir sonuç verebileceğini göstermiştir. II. Dünya Savaşı'nda Alman silahlı kuvvetlerinin gizli iletişimlerini çözümlemek için kullanılmıştır.
- Harvard Mark I (1944), kısıtlı kurulabilirliğe sahip bir bilgisayar.
- ABD Ordusu tarafından geliştirilen ENIAC (1946), onluk sayı tabanına dayalı olup ilk genel kullanım amaçlı elektronik bilgisayar unvanına sahiptir.
ENIAC'ın olumsuz yanlarını saptayan geliştiricileri, daha esnek ve zarif bir çözüm üzerinde çalışıp, artık saklı yazılım mimarisi veya daha çok von Neumann mimarisi olarak tanınan tasarımı önerdiler. Bu tasarımdan ilk olarak John von Neumann (1945) yılında gerçekleştirdiği bir yayında söz etmesinden sonra, bu mimariye dayalı olarak geliştirilen bilgisayarlardan ilki Birleşik Krallık'ta tamamlandı (SSEM). Aynı mimariye bir yıl sonra kavuşan ENIAC'a ise EDVAC adı verildi.
![]() |
ENİAC, von Neumann mimarisini uygulayan ilk bilgisayarlardandır. |
Günümüz bilgisayarlarının neredeyse tamamının bu mimariye uyumlu duruma gelmesi ile bilgisayar sözcüğünün tanımı olarak da kullanılmaktadır. Dolayısıyla bu tanıma göre geçmişteki aygıtlar bilgisayar olarak sayılmasalar da, tarihsel bağlamda yine de o biçimde anılmaktadırlar. Her ne kadar 1940'lardan bu yana bilgisayar uygulayımı köklü değişiklikler geçirmiş olsa da, çoğunluğu von Neumann mimarisine sadık kalmıştır.
Boşluk tüpüne dayalı bilgisayarlar 1950'ler boyunca kullanımda kaldıktan sonra, 1960'larda daha hızlı ve ucuz olan geçirgeç (transistör) tabanlı bilgisayarlar yaygınlık kazandı. Bu etkenlerin sonucunda bilgisayarların daha önce görülmemiş bir düzeyde toplu üretimine geçirildi. 1970'lere varıldığında tümleşik devre uygulayımı ve Intel 4004 gibi mikroişlemcilerin geliştirilmesi sayesinde bir kez daha büyük bir başarım ve güvenilirlik artışının yanı sıra, maliyet düşüşü de yaşandı. 1980'lerde artık bilgisayarlar, çamaşır makinesi gibi günlük hayat kullanımındaki birçok makinesel aygıtın denetleyici donanımlarındaki yerlerini almaya başlamışlardı. Yine aynı dönemde, kişisel bilgisayarlar yaygınlık kazanıyorlardı. Son olarak 1990'lardaki Internet'in gelişimi ile de bilgisayarlar televizyon ve telefon gibi alışılmış birer aygıt hâline gelmişlerdir.
- Ayrıca bakınız: Türkiye'de bilgisayarın geçmişi
Von Neumann mimarisine göre bilgisayarlar başlıca dört bileşenden oluşurlar bilgisayarda aritmetik mantık vardır.
![]() |
1980'lerde Bir IBM PC |
Bellek
Bir bilgisayarın belleği, sayılar içeren bir hücreler bütünü olarak düşünülebilir. Her hücreye yazılabilir ve içeriği okunabilir. Her hücrenin kendisine özel bir adresi vardır. Bir komut örneğin 34 sayılı hücrenin içeriğini 5.689 sayılı hücreyle toplayıp 78. hücreye yerleştirmek olabilir. İçerdikleri sayılar herhangi bir şey olabilir, sayı, komut, adres, harf, vb. İçeriğinin doğasını ancak onu kullanan yazılım belirler. Günümüz bilgisayarlarının çoğunluğu veriyi kaydetmek için ikili sayıları kullanır ve her hücre 8 bit (yani bir bayt) içerebilir.
von Neumann mimarisine göre bilgisayar yapısı |
Dolayısıyla bir bayt 255 farklı sayıyı ifade edebilir, bunlar ancak 0 dan 255'e veya -128 den +127'ye olabilirler. Yan yana yerleşmiş birden fazla bayt kullanıldığında ise (genelde 2, 4 veya 8) çok daha büyük sayıların kaydedilmesi mümkün olur. Çağımız bilgisayarlarının bellekleri milyarlarca bayt içermektedirler.
![]() |
Mikroişlemci von Neumann mimarisinin temel öğelerindendir |
Bilgisayarlarda üç adet bellek türü bulunur. İşlemci içerisinde yer alan yazmaçlar, son derece hızlı ancak çok sınırlı sığaya sahiptirler. İşlemcinin çok daha yavaş olan ana belleğe olan erişim gereksinimini gidermek için kullanılırlar. Ana bellek ise Rastgele erişimli bellek (REB veya RAM, Random Access Memory) ve Salt okunur bellek (SOB veya ROM, Read Only Memory) olmak üzere ikiye ayrılır. RAM'e istenildiği zaman yazılabilir ve içeriği ancak güç sürdüğü sürece korunur. ROM'sa sadece okunabilen ve önceden yerleştirilmiş bilgiler içerir. Bu içeriği güçten bağımsız olarak korur. Örneğin herhangi bir veri veya komut RAM'da bulunurken, bilgisayar donanımını düzenleyen BIOS ROM'da yer alır.
Son bir bellek alt türü ise önbellektir (cache memory). İşlemci içerisinde yer alır ve yazmaçlardan büyük sığaya sahip olmanın yanı sıra ana bellekten de hızlıdır.
Giriş/Çıkış bir bilgisayarın dış dünyadan veri alışverişinde bulunmak için kullandığı araçtır. Yaygın olarak kullanılan giriş birimleri arasında klavye ve fare, çıkış için ise monitör, hoparlör ve yazıcı sayılabilir. Sabit ve optik diskler ise her iki görevi de üstlenirler.
![]() |
Sabit diskler bilgisayarların en çok tanınan Giriş/Çıkış birimlerindendirler. |
Bilgisayar ağları
Bilgisayarlar 1950'lerden beri çoklu ortamlar arasında bilgi koordinasyonu kurmak amacıyla kullanıldı. ABD ordusunun (SAGE) sistemi bu tür sistemlerin geniş kapsamlı ilk örneğiydi ve bu sistem (Sabre) gibi birçok özel amaçlı ticari sisteme öncülük etti. 1970'lerde Amerikalı mühendisler ordu içerisinde yürütülen bir tasarı çerçevesinde bilgisayarları birbirleri ile bağlayıp (ARPANET), günümüzde bilgisayar ağı olarak bilinen yapının temellerini attılar. Zaman içerisinde bu bilgisayar ağı, ordu ve akademik birimler ile de sınırlı kalmayıp genişledi ve bugün milyonlarca bilgisayar içeriden Bilgisunar (İnternet veya Genel ağ) oluştu. 1990'lara gelindiğinde ise, İsviçre'nin CERN araştırma merkezinde geliştirilen Küresel ağ (World Wide Web, WWW) adlı iletişim kuralları, e-posta gibi uygulamalar ve ethernet gibi ucuz donanımsal çözümler ile bilgisayar ağları yaygınlık kazandılar.
Donanım
Donanım kavramı bir bilgisayarın tüm dokunulabilir bileşenlerini kapsar.
Donanım örnekleri
Çevresel birimler (Giriş/çıkış) | Giriş | Fare, Klavye, Oyun çubuğu, Tarayıcı |
Çıkış | Monitör, Yazıcı, Hoparlör | |
Her ikisi | Disket sürücü, Sabit disk, Optik disk | |
Bağlantı birimleri | Kısa menzil | RS-232, SCSI, PCI, USB |
Uzun menzil (Bilgisayar ağları) | Ethernet, ATM, FDDI |
![]() |
Disket sürücü, sabit disk ve optik diskin bulunduğu çevresel birimlerin toplandığı standart tip bilgisayar kasası |
Giriş/çıkış birimleri
Giriş/çıkış, bilgi işlem dizgesinin değişik işlevsel birimleri (alt sistemleri) arasındaki iletişimi veya bu arayüzlere doğrudan bilgi sinyallerini göndermeyi sağlar.
Girişler, değişik birimlerden alınan sinyallerdir. Çıkışlar ise bu birimlere gönderilen sinyallerdir. I/O aygıtları bir kullanıcı (veya başka sistemler) tarafından bilgisayar ile bağlantı kurabilmek için kullanılır. Örnek olarak, klavye ve fare bilgisayarın giriş aygıtlarıdır. Ekran, hoparlör ve yazıcı ise bilgisayarın çıkış aygıtlarıdır. Değişik aygıtlar bilgisayar ile bağlantı gerçekleştirebilmeleri için giriş ve çıkış sinyallerini kullanırlar. Modem ve bağlantı kartları örnek olabilir.
Klavye ve fare kullanıcıların fiziksel hareketlerini giriş olarak alırlar ve bu fiziksel hareketleri bilgisayarların anlayabileceği düzeye getirirler. Çıkış birimleri ise (yazıcı,hoparlör,ekran gibi) giriş sinyali olarak bilgisayarın ürettiği çıkış sinyallerini alırlar ve bu sinyalleri kullanıcıların görebileceği ve okuyabileceği çıktılara çevirirler.
Bilgisayar mimarisinde merkezi işlem birimi (CPU) ve ana bellek bilgisayarın kalbini oluşturmaktadır. Çünkü bellek kendi talimatları ile merkezî işlem birimindeki verileri doğrudan okuyabilir ve merkezi işlem birimine doğrudan veri yazabilir. Örnek olarak, bir disket sürücüsü I/O sinyallerini dikkate alır. Merkezi işlem biriminin I/O yöntemlerini sağlaması alt düzey bilgisayar programlamacılığında aygıt sürücülerinin tamamlanmasına yardımcı olur.
Üst düzey işletim sistemleri ve üst düzey programlamacılık ideal I/O kavramlarını ve temel öğeleri ayırt ederek çalıştırmaya olanak sağlamaktadır. Örneğin C programlama dili yazılımların I/O'larını düzenlemek için içerisinde fonksiyonlar bulundurmaktadır. Bu fonksiyonlar dosyalardan veri okunmasını ve bu dosyaların içerisine veri yazılmasını sağlar.
Yazılım
Yazılım kavramı bilgisayardaki özdek (maddi) olmayan tüm bileşenleri tanımlar: yazılımlar, iletişim kuralları ve veriler hepsi yazılımdır.
Yazılım
İşletim sistemi | Unix/BSD | UNIX System V, AIX, HP-UX, Solaris (SunOS), FreeBSD, NetBSD, IRIX |
GNU/Linux | Linux dağıtımları | |
Microsoft Windows | Windows 3.0, Windows 3.1, Windows 95, Windows 98, Windows NT, Windows CE, Windows XP, Windows Vista, Windows 7, Windows 8, Windows 8.1, Windows 10 | |
DOS | DOS/360, 86-DOS (QDOS), DR-DOS, IBM PC-DOS, MS-DOS, FreeDOS | |
Macintosh işletim sistemleri | Klasik Mac OS, MacOS (eski adıyla, OS X ve Mac OS X) | |
Gömülü ve Gerçek zamanlı işletim sistemileri | Gömülü işletim sistemleri listesi | |
Deneysel | Amoeba, Oberon/Bluebottle, Plan 9 from Bell Labs | |
Kütüphane | Çoklu ortam | DirectX, OpenGL, OpenAL, Vulkan (API) |
Programlama | C standart kütüphanesi, Standart Şablon Kütüphanesi (STL) | |
Veri | İletişim protokolü | TCP/IP, Kermit, FTP, HTTP, SMTP, NNTP |
Belge biçimleri | HTML, XML, JPEG, MPEG, PNG | |
Kullanıcı arayüzü | Grafiksel kullanıcı arayüzü (WIMP) | Microsoft Windows, GNOME, KDE, QNX Photon, CDE, GEM, Aqua |
Metin tabanlı kullanıcı arayüzü | Komut satırı, Kabuk | |
Uygulama | Ofis paketi | Kelime işlemci, Masaüstü yayıncılık, Sunum yazılımı, Veri tabanı yönetim sistemi, Hesap tablosu, Muhasebe yazılımı |
İnternet erişimi | Tarayıcı, E-posta programı, Web sunucusu, Anlık mesajlaşma | |
Tasarım ve imalat | Bilgisayar destekli tasarım, Bilgisayar destekli üretim, Tesis yönetimi, Robotik üretim, Tedarik zinciri yönetimi | |
Grafikler | Raster grafik editörü, Vektör grafik editörü, 3B Modelleyici, Animasyon editörü, 3B bilgisayar grafikleri, Video düzenleme, Görüntü işleme | |
Sayısal ses | Ses düzenleme yazılımı, Ortam oynatıcısı, Ses miksajı, Yazılım synthesizer, Bilgisayar müziği | |
Yazılım mühendisliği | Derleyici, Çevirici, Yorumlayıcı, Hata ayıklayıcı, Metin düzenleyici, Tümleşik geliştirme ortamı, Performans analizörü, Sürüm kontrol sistemi, Yazılım yapılandırma yönetimi | |
Eğitici | Eğitlence, Eğitici oyun, Ciddi oyun, Uçuş simülatörü | |
Oyunlar | Strateji, Macera, Bulmaca, Simülasyon oyunu, Rol yapma oyunu (RYO), Etkileşimli kurgu, Birinci şahıs nişancı (FPS), Platform, Devasa çok oyunculu çevrimiçi oyunlar (MMOG), | |
Çeşitli | Yapay zeka, Antivirüs, Kurulum, Paket yönetim sistemi, Dosya yöneticisi |
Programlama dilleri
Programlama dilleri
Programlama dilleri listesi | Programlama dillerinin bölümsel listesi, Programlama dillerinin abecesel listesi, İngilizce tabanlı olmayan programlama dilleri |
Çokça kullanılan Assembly dilleri | x86 |
Çokça kullanılan Yüksek düzey diller | BASIC, [Delphi, C, C++, C#, COBOL, D, Fortran, Java, Lisp, Pascal |
Çokça kullanılan Betik dilleri | Bourne shell, JavaScript, Python, Ruby, PHP, Perl |
Kişisel bilgisayarların kilometre taşları
1950-1970 | Büyük kurumlarda anaçatı bilgisayarlar kullanılıyordu. |
1971 | Mikroçipin geliştirilmesiyle bilgisayarlar çok küçük hâle geldi. Kişisel kullanıma yönelik ilk bilgisayar satıldı. Kendi monitörü yoktu, televizyon ekranını kullanıyordu. |
1975 | Bir ekranı ve klavyesi takılı olan ilk bilgisayar satıldı. Bilgisayara "Uzay Yolu" adlı televizyon dizisindeki bir gezegenden esinlenilerek Altair adı verilmişti. |
1977 | Tamamı birleştirilmiş, ekranı ve klavyesi bulunan, kullanıma hazır halde ilk bilgisayar üretildi. |
1981 | Bir ABD şirketi olan IBM, ilk kişisel bilgisayarı üretir. Kısa süre sonra diğer şirketler, IBM gibi kendi bilgisayarlarını tasarlar. |
1983 | Apple, faresi olan bir bilgisayar olan Macintosh'u üretir. Bilgisayar çizgeleri (grafik) kullanılmaya başlanır. |
1985 | Microsoft şirketi Windows 1.0'ı piyasaya sürer. |
1992 | Linus Torvalds, Linux 1.0'ı duyurur. |
1997 | Avuçiçi bilgisayarlar piyasaya yeni yeni çıkar. |
Ayrıca bakınız
- Bilgisayar bilimi
- Bilgisayar güvenliği
- Hesaplanabilirlik
TDK sözlük anlamı ve açıklaması nedir?
isim, bilişim
Çok sayıda aritmetiksel veya mantıksal işlemlerden oluşan bir işi, önceden verilmiş bir programa göre yapıp sonuçlandıran elektronik araç, elektronik beyin:
"Bilgisayarındaki disketi çıkarıyor, resimlerle birlikte büyükçe bir sarı zarfa koyuyor." - İnci Aral
Sinema ve Televizyon Terimleri Sözlüğü - 1981
Türkçe: kompüter, elektronik beyin, elektronik hesap makinesi, elektronik bilgi işlem sistemi, elektronik kompüter, elektronik bilgisayar, İngilizce: computer, data processing system, Fransızca: calculatrice, ordinateur, Almanca: Computer, Rechenanlage
Sinema/TV. Bilgi depolayan, bu bilgiye bir dizi mantıksal işlem uygulayan ve istenildiğinde bu işlemlerin sonucunu bilgi olarak sunan elektronik aygıt.
Bilişim Terimleri Sözlüğü - 1981
İngilizce: computer, Fransızca: ordinateur, calculateur
Çok sayıda aritmetiksel ya da mantıksal işlemlerden oluşan bir işi, çalışması sırasında bir işletmen'in işe karışması gerekmeksizin, önceden verilmiş bir izlenceye göre, özdevimli olarak yürüten bir veri işleyici. Bir bilgisayar dizgesi elektronik ve mekanik birimlerden oluşan donanım ile bu donanım birimlerini ya da kaynakları istenen işlere yöneltip verimli bir çalışma düzeni içerisinde kullanabilmek için gerekli tüm izlencelerden ve veri yapılarından oluşan yazılım öğelerini kapsar. Minibilgisayar, mikrobilgisayar tanımlarının dışındaki geleneksel bilgisayarlar ana işlem birimlerinin hız ve yapısına, ana belleklerinin sığasına, dış belleklerin ve giriş-çıkış birimlerinin türlülüğüne, sayısına ve hızına göre büyük, ortaboy ya da küçük dizgeler olarak sınıflandırılır.
Matematik Terimleri Sözlüğü - 1983
Türkçe: kompütür, İngilizce: computer, Fransızca: ordinateur, Almanca: Rechenmaschine, Latin: Computare
Verilen izlencelere göre sayısal, usbilimsel, abecesel verileri işleyerek amaçlanan sonuçları veren eksicikli (elektronik) aygıt.
Yöntembilim Terimleri Sözlüğü - 1981
İngilizce: computer
Veri kartlarına işlenmiş olan verileri, öngörülen işlemleri tanımlayan izlenceye göre her düzeyde işleyerek sayımsal çözümlemeleriyle birlikte çizelgeleyen araç.
Uygulayım Terimleri Sözlüğü - 1980
Türkçe: kompüter, İngilizce: computer, Fransızca: ordinateur
bilişim: Güçlü bir bellek birimiyle donatılmış, sayısal ve mantıksal işlemleri kendi kendine yapabilen aygıt.
Fizik Terimleri Sözlüğü - 1983
Türkçe: kompütür, İngilizce: computer, Fransızca: ordinateur, calculateur, Almanca: Rechenmaschine
Çok sayıda aritmetiksel ya da mantıksal işlemlerden oluşan bir işi, çalışması sırada bir işletmen'in işe karışması gerekmeksizin, önceden verilmiş bir izlenceye göre özdevimli olarak yürüten bir veri işleyici,
Matematik Terimleri Sözlüğü - 1983
İngilizce: computer, Fransızca: machine calculatrice électronique, Almanca: Computer, Diğer: Az. hesaplayıcı maşın
Simgesel ve matematiksel işlemler yapan bir araç. Başlangıçta toplama, çıkarma, çarpma ve bölme işlemleri yapan bir hesap makinesi idi. Daha sonra geliştirilerek elektronik olan bilgisayarlar elde edilmiştir.
Kelime Kökeni
Türkçe sözcük, Ad halinde IPA: /bilgisaˈjaɾ/, çoğulu IPA: /bilgisajaɾˈlaɾ/ anlamına gelir. Türkçe dilinden alınan bilgisayar kelimesi Heceleme: bil·gi·sa·yar anlamındadır. Kırım Tatarca sözcük, Ad halinde (bilişim, bilişim) bilgisayar anlamına gelir.
Tarihte En Eski Kaynak
Türk Dil Kurumu, TDK (1940 - ~)
Bu kaynak kayıtlara geçmiş ve bilgisayar kelimesinin kullanıldığı yazılı ilk kaynaktır. Kullanımı daha öncesinde sözlü olarak veya günlük hayatta yaygın olabilir.