Yapı bir nesne ya da sistemdeki ilintili parçaların bir arada bulunmasına verilen addır. İnsan ürünü yapılara bina ve makine; doğal yapılara ise canlılar, mineraller ve kimyasal maddeler örnek gösterilebilir. Veri yapıları ve müzikal formlar ise soyut yapılardır.
![]() |
Bir DNA molekülünün yapısı |
- TDK sözlük anlamı nedir?
- Ruhbilim Terimleri Sözlüğü - 1974
- İstatistik Terimleri Sözlüğü - 1983
- Mantık Terimleri Sözlüğü - 1976
- Güzel Sanatlar Terimleri Sözlüğü - 1968
- Kimya Terimleri Sözlüğü - 1981
- Kimya Terimleri Sözlüğü - 2007
- Kentbilim Terimleri Sözlüğü - 1980
- Coğrafya Terimleri Sözlüğü - 1980
- Uygulayım Terimleri Sözlüğü - 1980
- Fiziksel Kimya Terimleri Sözlüğü - 1978
- Zanaat Terimleri Sözlüğü - 1976
- Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu - 1963
- Metalbilim İşlem Terimleri Sözlüğü - 1972
- Gramer Terimleri Sözlüğü - 2003
TDK sözlük anlamı nedir?
1. isim Barınmak veya başka amaçlarla kullanılmak için yapılmış her türlü mimarlık eseri, bina.
2. isim Yapılmakta olan konut, yol, köprü vb. inşaat, konstrüksiyon.
3. isim Yapma, oluşturma, ortaya konulma, meydana getirme:
Kırıkkale yapısı bir tabanca.
4. isim Canlı bir varlığın ruh veya beden özelliklerinin tümü, bünye, strüktür:
"Yapısı sağlam, güzel bir erkekti." - Yusuf Ziya Ortaç
5. isim Bütünün bir araya getirilişinde uyulan dizge, strüktür:
Dil yapısı. Cümle yapısı.
6. isim, biyoloji Bir hücrede, bir dokuda, karmaşık oluşumlu bir organizmada elemanların düzeni.
7. isim, felsefe Ögeleriyle somut bağımlılığı olan bütün.
8. isim, toplum bilimi Parçaları ve ögeleri arasında yasaya uygunluk, durağan bağlar ve karşılıklı ilişkiler bulunan dizge veya bütün, strüktür.
Yerbilim Terimleri Sözlüğü - 1971
Türkçe: bünye, İngilizce: structure, Fransızca: structure, Almanca: Struktur, Gebilde
Kayaç kütlelerinin kıvrılma, kırılma gibi biçim değiştirme olayları ve iç itim sonucu birbirleriyle ilgili durumları.
Ruhbilim Terimleri Sözlüğü - 1974
Türkçe: bünye, İngilizce: constitution
Canlı bir varlığın ruh ve beden özellikleri bütünlüğünün özellikle kalıtımla ilgili olan yönleri.
İstatistik Terimleri Sözlüğü - 1983
İngilizce: structure, Almanca: Struktur
Bir örnekbiçimi oluşturan değişkenler arasındaki bağıntının örüntüsü. Etken çözümlemesinde yapı, değişkenler ve ortak etkenler arasındaki bağıntının örüntüsüdür. Her değişken ortak etkenlerin tümüne bağlı değilse yapı yalındır.
Mantık Terimleri Sözlüğü - 1976
İngilizce: structure, Fransızca: structure, Almanca: Struktur
Boş olmayan bir küme ile alanları bu küme içinde olan belli bağıntılardan oluşan dizge.
Güzel Sanatlar Terimleri Sözlüğü - 1968
İngilizce: building, Fransızca: bâtiment, Almanca: Bau
(Mimarlık) Genel olarak dülger ve duvarcıların birlikte yaptıkları örek.
Kimya Terimleri Sözlüğü - 1981
Türkçe: strüktür, İngilizce: structure, Fransızca: structure, Almanca: Struktur
Her tür dizge, bileşik, molekül, atom ve çekirdekten bir araya gelen nesne ya da parçaların birbirine göre oluşturdukları düzenlenim.
Kimya Terimleri Sözlüğü - 2007
Türkçe: strüktür, İngilizce: structure, Fransızca: structure, Almanca: Struktur
Her tür dizge, bileşik, molekül, atom ve çekirdekten bir araya gelen nesne ya da parçaların birbirine göre oluşturdukları düzenlenim.
Kentbilim Terimleri Sözlüğü - 1980
Türkçe: bina, İngilizce: building, structure, construction, Fransızca: bâtiment, contsruction, Almanca: Gebäude
Duvarlar ya da sütunlar üstüne oturtulmuş bir çatısı bulunan, insanların, hayvanların ve malların barınması ya da başka gereksinmeleri karşılamaları amacıyla yapılmış; bir yapıtasarcılık ürünü.
Coğrafya Terimleri Sözlüğü - 1980
Türkçe: bünye, İngilizce: structure, Fransızca: structure, Almanca: geologische Struktur
Kayaçların ve onların oluşturdukları katmanlarında yerkabuğu içindeki düzeni, durumu.
Uygulayım Terimleri Sözlüğü - 1980
Türkçe: 1- bünye, 2- strüktür, 3- bina, inşaat; 4- imal, İngilizce: 1, 2- structure; 3- construction, 4- making, Fransızca: 1,2- structure; 3- construction, 4- production
1. genel uygulayım: a. Bir bütünü oluşturan parçaların düzenlenimi. b. Yapılış, kuruluş, oluş, yaratış; bunların biçimi. 2. a. fizik, kimya: Öğecik ve özdeciklerin, eksiciklerden, öğeciklerden oluşma biçimi. b. metalbilim: 1. Genellikle içyapı yerine ve ona özdeş olarak kullanılan terim. 2. Belirli bir düzen içinde yapılmış olan ürün, yapım vb. c. yerbilim: Kayaç kütlelerinin kıvrılma, kırılma gibi biçim değiştirme olayları ve iç itim sonucu birbiriyle ilgili durumları. 3. mimarlık, bayındırlık: Barınmak, çalışmak ya da başka bir amaçla kullanılmak için yapılmış her türlü mimarlık, bayındırlık yapıtı. 4. işleyim: a. Yapma, oluşturma. b. bk. yapım.
Fiziksel Kimya Terimleri Sözlüğü - 1978
İngilizce: structure, Fransızca: structure, Almanca: Struktur, Aufbau, Gefüge, Diğer: Jap. kôzô
Öğecik ile özdeciklerin, eksicik ya da öğeciklerden oluşma biçimi.
Zanaat Terimleri Sözlüğü - 1976
Duvar. (*Tavşanlı -Kütahya)
Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu - 1963
Türkçe: bünye, Fransızca: structure
(botanik, jeoloji, kimya)
Metalbilim İşlem Terimleri Sözlüğü - 1972
İngilizce: structure, Fransızca: structure, Almanca: Gefüge
1. Metabilimde, genellikle içyapı yerine ve ona özdeş olarak kullanılan terim. 2. Belirli bir düzen içinde yapılmış olan.
Gramer Terimleri Sözlüğü - 2003
İngilizce: structure, Fransızca: structure, Almanca: Struktur
Belli bir dilin bölümlerini birbirine bağlayan ilişkiler bütünü. Söz gelişi, Türkçenin ses yapısı, seslerin birbiri ile ilişkilerine, şekil yapısı da ek ve köklerin karşılıklı ilişkilerine bağlı bir sistem, bir bütündür.